Hanımefendi, benim işim, onun içeride olduğundan emin olmak. | Open Subtitles | سيدتي، إنها وظيفتي أن أتأكد أنها ستكون هناك لو لم تفتحي الباب |
Oraya gideceğim ve işlerin yolunda olduğundan emin olacağım. | Open Subtitles | و أتأكد أنها ليست الأطباق الصينية الأصلية |
Ve, bilirsin, buraya tekrar gelmeden önce, gerçekten de sende olduğundan emin olmamı istedi. | Open Subtitles | وقبل أن أحضرها إلى هنا... يريدنى فقط أن أتأكد أنها معك فعلاً. |
Bunun doğru bir adım olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتأكد أنها الخطوة الصحيحة |
İyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | كنت أتأكد أنها بخير |
Annemin iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | فقط أردت أن أتأكد أنها بخير |
- İyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنها بخير |
İyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنها بخير |
Angieler'e gitmem gerek. İyi olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتصل بـ(إنجي يجب أن أتأكد أنها بخير |
Onun güvende olduğundan emin olmam gerek. - Hayır, o güvende. | Open Subtitles | أحتاج لأن أتأكد أنها آمنة |
İyi olduğundan emin olmak istemiştim de. | Open Subtitles | كنتُ أريد أن أتأكد أنها بخير |
Hayatta olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | لكي أتأكد أنها على قيد الحياة |
Kardeşin Mickey olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | لذا يجب أن أتأكد أنها تخص شقيقك (ميكي) |
İyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | "فقط أردت أن أتأكد أنها بخير" |