Artık onun acı çekmesini ve benim acımı görmesini istemedim. | Open Subtitles | لم أرد لها أن تعانى و ترانى أتألم بعد ذلك |
Ağrının şiddetini azaltmak için sadece. - Lütfen, acı çekiyorum. | Open Subtitles | فقط بما يكفي لإزالة بعض التوتر أرجوكِ أنا أتألم بشدة |
Seni sevmek istiyorsam acı mı çekmeliyim? Evet. | Open Subtitles | إذاً، هل تقولي لي أن أتألم عندما أُحِـبّكِ أكثر؟ |
Şimdi bile her nefes alışımda acıyor. | Open Subtitles | صراحةً، حتى الآن أتألم في كل وقت أتنفس بهِ |
Sanırım Yoo-jin için en iyisi bu. Ama Sang-hyuk'u düşündüğümde içim acıyor. Benim babam kim? | Open Subtitles | ..قد يكون هذا في مصلحة يوجين ولكنني أتألم حين أفكر في حال سانغ هيوك من هو أبي؟ |
Bu yüzden kimseyi sevmemeye karar verdim böylece hiç canım acımayacaktı. | Open Subtitles | لذا قرّرت عدم حبّ أيّ أحد. لذا أنا لن أتألم مجدّداً. |
Fakat eğer ağrım varsa, bir sürü hapa ihtiyacım olacak. Tamam. | Open Subtitles | لكن إن كنت أتألم كثيراً فأريد حبوباً كثيرة |
Bende çocuğumun acı çekmesindense, kendim acı çekmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أعتقد انه يجب علي أن أتألم بدلا من الطفل |
Bu yüzden bu kadar acı veriyor. Seni böyle görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أتألم كثيراً لا أتحمل رؤيتك في هذه الحالة |
acı çektiğimi gördükçe acı çekmen bana acı çektiriyor. | Open Subtitles | وأنا يؤلمني أن أراك تتألمين لرؤيتي أتألم. |
sahneye acı dolu bir şekilde girmem gerektiğini hissettim. | Open Subtitles | حينها شعرت أني أتألم وأني سأعيد النظر في الأمر برمته |
Bu sahneyi acı verici bir şekilde tekrar gözden geçirmenin zamanı gelmişti. | Open Subtitles | حينها شعرت أني أتألم وأني سأعيد النظر في الأمر برمته |
Eğer beni biraz tanısaydın, kendimi yeteneksiz hissetmemin acı verdiğini fakat beni öldürmeyeceğini bilirdin. | Open Subtitles | لو كنت قد عرفتني أكثر لما كنت قد سميتني بعديمة الموهبة بالطبع فان هذا سيجعلني أتألم لكنه لن يقتلني |
Senin canın acımıyor olabilir ama senin canının acıdığını düşününce benim canım acıyor. | Open Subtitles | لكن أنا أتألم فقط لأني أفكر بأنك تتألمين |
Sadece yürüdüğümde veya konuştuğumda ya da nefes aldığımda acıyor. | Open Subtitles | تعلم، أتألم فقط حين أمشي أو أتكلم أو أتنفس |
Sadece nefes aldığımda acıyor. | Open Subtitles | ,أنا أشعر بتحسن شديد أنا أتألم وحسب عندما أتنفس |
Zayıf hissettiğimde güçlüymüş gibi yaptım, güvensiz hissettiğimde kendimden emin gibi ve canım yandığında da kuvvetli gibi. | TED | تظاهرتُ لأكون الرجل القوي عندما شعرتُ بالضعف، بالثقة عندما شعرتُ بعدم الأمان وبالقسوة عندما كنتُ أتألم في الحقيقة. |
Herkes gibi benim de canım yanar ama bu sefer yanmadı. | Open Subtitles | . . أنا أتألم كالجميع، لكن ليس هذه المرة |
Kaldım çünkü kafama her vurduğunda ya da koktuğumu söylediğinde, canım yandı. | Open Subtitles | لأنه في كل مرة رميت طوية على راسي أو قلت أن رائحتي سيئة كنت أتألم |
Eğer ağrım olmadığını düşünüyorsan o zaman bana bir şey verme. | Open Subtitles | تظنينني لا أتألم لا تعطيني شيئاً إذاً ابعديني عن الأسبيرين |
Mutlu olduğum zaman bunu bilmiyordum ama şimdi şu anda canım yanıyor. | Open Subtitles | لم أعرف أن هذا كان عندما كنت سعيداً، لكن أنا أتألم فى هذه اللحظة الأن. |
Unutmayı denedim, hayatıma devam etmeyi denedim, ama haklısın, her geçen gün acıtıyor. | Open Subtitles | حاولت أن أنسى حاولت المضي قدماً في حياتي لكنك محقة أتألم في كل يوم |
- Yaralıyım. | Open Subtitles | أنا أتألم |