Kendisinden saygı ve hürmetle bahsettiğimi duymuşsunuzdur. Teşekkürler. | Open Subtitles | ربما قد سمعوتني و أنا أتحدث عنها بإحترام و تقدير، شكرا جزيلا |
Kendisinden bahsettiğimi sandı, bu yüzden neredeyse bir saat boyunca bana bağırdı. | Open Subtitles | و لقد ظنت أني أتحدث عنها لذلك بدأت تصرخ في وجهي لساعة تقريباً |
ondan bahsetmiyorum. Şu noktada hayatta olan hastalarımıza odaklanmalıyız. Pulmoner emboli. | Open Subtitles | لا أتحدث عنها بهذه المرحلة أرى أنه من الأفضل التركيز بالمرضى الأحياء |
- Ben ondan bahsetmiyorum. - Kimden bahsediyorsun o zaman? | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عنها - حسنا ,أذن , من ؟ |
Geleneksel değerlerden bahsediyorum. | Open Subtitles | أحب الطهي, هذه القيم التقليدية التي أتحدث عنها |
Eğer bebek hakkında konuşmak istiyorsan, vaktini boşa harcıyorsun çünkü bununla ilgili konuşmayacağım. | Open Subtitles | اذا اردت أن أتحدث عن الطفلة فأنت تضيع وقتك لأننى لن أتحدث عنها |
Şu anda o konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتحدث عنها الآن |
bahsettiğim savaş ruhu bu işte! Şu adamı bir dinleyin! | Open Subtitles | هذة الروح القتالية التى كنت أتحدث عنها إستمعوا لهذا الشخص |
Neden bahsettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أي نظرة أتحدث عنها |
Neden bahsettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين من التي أتحدث عنها |
ondan bahsetmiyorum ki! | Open Subtitles | لم أكن أتحدث عنها |
Hayır anne, ondan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | كلا يا أمي, أنا لا أتحدث عنها |
-Ben ondan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | -لا أتحدث عنها |
Ateşten bahsediyorum; beslendiği sürece asla sönmez. | Open Subtitles | النار التي أتحدث عنها أبدا لا تموت طالما تتوالى برعايتها |
bahsettiğim pislik o değil. Senden bahsediyorum. | Open Subtitles | هذه ليست الفوضى التي أتحدث عنها أنا أتحدث عنكِ |
Caddenin aşağısında, ilaçları alabileceğiniz yerden bahsediyorum. | Open Subtitles | بآخر الشارع، حيث يمكنكم الحصول على الأدوية التي أتحدث عنها |
Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Travmatik hikayeleri severim. | Open Subtitles | ـ لا أريد أن أتحدث عنها ـ نحن نحب التجارب المؤلمة |
Ama ben biliyorum, onun hakkında konuşmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ولكني أعرفها وأحب أن أتحدث عنها |
Tiff'i soracağınızı tahmin ettim. Onun hakkında konuşmak istemedim. | Open Subtitles | عرفتُ أنكم تريدون أن تسئلوني عن (تيف)، لم أرد أن أتحدث عنها. |
Bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لاأريد أن أتحدث عنها |
Bunlar, çocuklara adaletin nasıl işlediğini görmelerinde eğitimin nasıl bir yeri olduğunu anlatırken bahsettiğim beceriler. | TED | هذه هي المهارات التي أتحدث عنها عندما أقول أن التعليم يمكن أن يكون مكانًا لمساعدة الأطفال على التعلم من أجل العدالة. |