Ona bir doz ilaç verip, kendini beğenmiş büzük bir kadının sümüklü böcek salamurası gibi oluşunu izlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتحرّق شوقاً لأسقيه مِن كأسه المر. ومشاهدة ذبلان ريائه البهي كالسبيكة في الملح. |
Dinlenme tesislerine her zaman gitmek istemişimdir. Çocuklara söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لطالما وددتُ زيارة الملاذ الاستجماميّ، أتحرّق شوقاً لإخبار الولدين |
Bebek sahibi olmak için sabırsızlanıyorum. Gerçekten çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أتحرّق شوقاً لأرزق بأطفال إنّي جد متحمسة للفكرة |
Evet. Ama ben, bir sigara molası için ölüyorum, bu yüzden acele et. | Open Subtitles | أجل، عامة، أتحرّق لراحة للتدخين، لذا أسرعي |
Bu müthiş hikayenin sonunu duymak için ölüyorum. | Open Subtitles | استمر. إنني أتحرّق شوقًا لسماع نهاية هذه القصّة الشيّقة! |
Kırmızı et için can atıyorum. | Open Subtitles | إني أتحرّق لتناول اللحم الأحمر |
Yeni bir kitap yazdığınızı duydum. Okumak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | سمعتُ أنكَ تعمل على كتابة كتاباً آخر، أتحرّق شوقاً لقراءته. |
Hadi adli tıp raporunu aç. Yazanları öğrenmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | والآن افتح تقرير الطبيب الشرعيّ فأنا أتحرّق لمعرفة ما يرد فيه |
Erkek striptizciler ve bir penis pastası olmadan bile sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حتّى بدون راقصيّ التعري والكعكة التي على شكل عضو ذكري، أتحرّق شوقًا. |
Yüzü yeniden yapılandırmak için sabırsızlanıyorum. Bakalım kimse, mavi bir adamın kaybolduğunu bildirmiş mi? | Open Subtitles | أتحرّق شوقاً لبدء إعادة تشكيل الوجه، لنرى لو بلغ شخص عن فقدان رجل أزرق. |
Hediyemi, ambalajından çıkartmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لو كانت هذه هي هديّتي، فإنّي أتحرّق شوقاً لفتحها. |
Henüz bilmiyorum. Ama öğrenmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف بعد، لكنّي أتحرّق شوقاً لمعرفتها. |
Buradan kurtulup başka biriyle konuşmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتعلم، أتحرّق للخروج من هنا والتحدُّث إلى أحد غيرك. |
Mm. Bu numaralar kirişimden sallanırken görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتحرّق شوقا لرؤية تلك الأرقام معلّقة على سقفي |
Sörfçü salaklar ve beden eğitimi dersi. sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | الأنذال وصف الرياضة أتحرّق شوقاً |
Herneyse. Bu akşam ki parti için sabırsızlanıyorum | Open Subtitles | على أية حال, أتحرّق شوقًا لهذه الحفلة الليلة! |
Senin hakkındaki herşeyi ona söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتحرّق شوقًا لإخبارها بحقيقتك. |
Eski kocanla tanışmak için ölüyorum. | Open Subtitles | أنا أتحرّق شوقًا للقاء زوجكِ السابق |
-Oh, Nick, Mabel'i görmek için ölüyorum. | Open Subtitles | - "نيك" إنّي أتحرّق لرؤية "مايبل" |
Ne olacağını duymak için ölüyorum. | Open Subtitles | تفضّل، أتحرّق شوقاً لسماعه |
Sana yine orada sarılmak için can atıyorum. Sevgiler, Serserin. | Open Subtitles | "أتحرّق شوقاً لمُعانقتكِ هُناك، مع حبّي، حبيبكِ الضال" |
İyi plan. Şu çok önemli dersi öğrendiği zamanki yüz ifadesini görmeye can atıyorum: | Open Subtitles | خطّة جيّدة، أتحرّق شوقاً لرؤية النظرة على محيّاه حين يتعلّم درساً قيّماً... |