"أتردد" - Traduction Arabe en Turc

    • tereddüt
        
    • çekinmem
        
    • çekiniyorum
        
    • sık
        
    • geliyorum
        
    • duraklamadım
        
    • çekinmeyeceğim
        
    Ama öyle değilsen de, üzerime düşeni yapmak için hiç tereddüt etmem. Open Subtitles ولكن إذا كنتِ مخطئة فلن أتردد في القيام بما يجب أن أفعل
    Tabii ki, eğer kronografın yerini bilseydim... çalmak için hiç tereddüt etmezdim. Open Subtitles بالطبع, إذا كنت أعرف من أين توقيت الخاص بك, لن أتردد لسرقتها.
    Zaten iki kez öldürmüşlüğüm var. Yani bir daha öldürmeye tereddüt etmem. Open Subtitles لقد قتلت مرتين من قبل, لذا فلن أتردد فى القتل ثانية
    Senin de gömdüğün sırların var ve ben onları ifşa etmekten hiç çekinmem. Open Subtitles لديك أشياء قبيحة تخفيها ولن أتردد فى فضحها
    Geçen sefer aşırı tepki verdiğiniz için bunu size söylemeye çekiniyorum ama... Open Subtitles بوحشية أتردد في ذكر هذا بمَ أن الأمر لم يعجبك المرة السابقة
    İşte bu yüzden bu mahkemenin kararını size açıklamakta hiç bir tereddüt duymuyorum, Open Subtitles إني لا أتردد مطلقاً في إعلان حكم المحكمة, وهو أنك،
    Bak, kendi hayatımı tehlikeye atmadan sana yardım edebileceksem tereddüt etmem. Open Subtitles إسمع، لو أنني أستطيع مساعدتك بدون المخاطرة بحياتي لن أتردد
    İkinizi de öldürmeye tereddüt etmem, hükümetinize bir ders olursunuz, böylece bir dahaki sefere bizi ciddiye alırlar. Open Subtitles لن أتردد بقتلكم لجعل منكم عبره الى حكومتكم لذا فى المره القادمه سيأخذوننا بمحمل الجديه
    Bize karşı gelirsen, onu kullanmaya tereddüt etmem. Tamamen. Open Subtitles إذا أصررتِ على عصياننا، لن أتردد في إستعماله بالكامل
    Sayın Başkan, 16 saat önce adamlarınız beni ölüme teslim etmeye razılardı ve tereddüt etmedim. Open Subtitles سيدى الرئيس, قبل 16 ساعة كان رجالك مستعدون لتسليمى للموت ولم أتردد
    Seni izliyor olacağım ve eğer yanlış bir şey yaparsan tekrar ortaya çıkıp seni görevden almakta tereddüt etmem. Open Subtitles سأراقبك. وإن أخطأت، لن أتردد في الظهور وإزالتك من منصبك.
    İptal etmek istedim ama o kızlar tereddüt ettiğimi görür görmez tam bir ayaklanma çıkarıyorlar. Open Subtitles أردت أن أوقف الأمر لكن حالما يروني هؤلاء الفتيات أتردد سيكون هناك حالة تمرد كبيره عندي
    Hiç tereddüt etmeden kalbini parçalayabilirim. Open Subtitles يمكنني اقتلاع قلبك و لن أتردد بالتفكيربذلك.
    Benim çocuklarım ölmek üzere olsaydı seni bir böcek gibi ezmekte tereddüt etmezdim. Open Subtitles اللعنه , اذا كان اطفالى يموتون انا لم اود أتردد فى سحق هذه الشوائب
    Cehennem ateşi füzeleri. Kullanmaktan tereddüt etmem. - Anlaşıldı mı? Open Subtitles فالطائرة مزودة بصاروخين حارقين لن أتردد في استعمالهما
    Tatlım, yabancılarla dolu bir odada pantolonunu indirip kıçını şaplaklamaya çekinmem biliyorsun. Open Subtitles عزيزي، لن أتردد بنزع بنطالك وأضرب مؤخرتك بغرفةٍ مليئة بالغرباء، حسناً؟
    Eğer bir boşluk bulmaya çalışırlarsa, mahkemeye gitmekten çekinmem. Open Subtitles لن أتردد لنقلهم الى المحكمة إذا حاولوا إيجاد ثغرة
    Eğer gerekirse rezillik çıkarmaktan da çekinmem. Open Subtitles لن أتردد في إحداث فضيحة إن كان هذا ما عليّ أن أفعله
    Yaşam biçimimize genetik maddeler verince bir bakıma Atacılık lafını kullanmaya çekiniyorum veya saldırganlık katıyor. Open Subtitles عندما تقدم مادة جينية خاضعة للبحث لكائن حي مثلنا يمتلك نوعا من أتردد في استخدام مصطلح العودة لصفات الأسلاف
    sık sık salona gider ve gelen ziyaretçileri seyrederim. TED أتردد إلى تلك القاعة وأتوجه نحو المعروضات وأتفرج على الزوار وهم يأتون
    Otuz yıldır buraya geliyorum ama yine de beni hatırlamıyorsun öyle değil mi? Open Subtitles إني أتردد إلى هنا منذ 30 عامًا، لكنك ما زلتِ لا تذكرينني، صحيح؟
    Hayır, duraklamadım. Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? Open Subtitles لا لم أتردد أتظنين أنني أكذب؟
    Çünkü o an gelirse, güzel oğlunu babasız bırakmaktan çekinmeyeceğim. Open Subtitles لأنه إن جاءت تلك اللحظة لن أتردد في جعل طفلك الوسيم ذاك يتيماً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus