Ne zaman onun kendi arabasıyla güneye gittiğini hayal etsem bu beni hep güldürüyor. | Open Subtitles | كلما أتصوره يركب سيارته المكشوفه متجها الى الجنوب يثير فى الشعور بالضحك |
Onu hep yakışıklı biri olarak hayal ederim. Uzun boylu. Neşeli. | Open Subtitles | أتصوره رجل طويل القامة مرح دائما |
Onun Sığınak gibi bir yerde çalışırken hayal etmiştim. | Open Subtitles | كنت أتصوره يعمل بمكاناً مثل المَلاَذ |
Bize yardım ettiği için minnettarım ama babanla aynı evde yaşamak olarak hayal etmemiştim. | Open Subtitles | - ليس أنني لا أقدر كل المساعدات لكن مشاركة المنزل مع والدكِ ليس بالضبط ما أتصوره عن الحياة الزوجية |
Onu aptalca bir şeyler yaparken hayal ediyorum, mesela mariachi bandosu falan tuttuğunu. | Open Subtitles | أتصوره يفعل شيئاً غبياً .... مثل استئجار فرقة عزف أو شئ من هذا القبيل |
Her zaman hayatımda olacağını hayal ettim. | Open Subtitles | أتصوره دائمًا موجودًا في حياتي. |
Ve bu hayal edebileceğim en kötü kâbus. | Open Subtitles | هذا أسوء كابوس يمكنني أن أتصوره. |
Onu ofisindeki sallanan koltuğunda hayal ediyorum. Caroline ve John ayaklarının dibinde. | Open Subtitles | أتصوره في كرسيه الهزاز في مكتبه، و"كارولاين" و"جون" عند قدميه. |
Benim için de hayal edilemeyecek bir şey var. | Open Subtitles | لأنه شي ما لايمكن أن أتصوره بالنسبة لي |
hayal ettiğim bu değildi. | Open Subtitles | ليس هذا ما كنت أتصوره |
Başardığımızı hayal edin. Muhteşem olur! | Open Subtitles | أتصوره إذا اقتلعنا ذلك سيكون مقرف! |
Ne giydiğini boşver, ben sadece onu üzerimde hayal ediyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أتصوره فوقي |
Hep hayal ettiğim gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان كل شيئ كما أتصوره |
hayal ettiğim bu değildi. | Open Subtitles | هذا ما لم أتصوره |
Nasıl mı hayal ediyorum? | Open Subtitles | الآن ، كيف أتصوره ؟ |
- Vince'i at üzerinde hayal edemiyorum. | Open Subtitles | -لا أتصوره يمتطي حصان |