Bu bakış açısını tüm kalbimle anlıyorum, çünkü ben de öyle düşünürdüm. | TED | وأنا أتعاطف بشدة مع وجهة النظر هذه، لأنني اعتدت التفكير بهذه الطريقة أيضا. |
Sizi anlıyorum... ve dürüst olmak ne kadar zordur bilirim. | Open Subtitles | أنا أتعاطف معك وأعرف كم هو صعب أن يكون المرء صريحاً |
Seni anlıyorum dostum ama sen AA'yı arıyorsun. Bu AAA. | Open Subtitles | أتعاطف معك يا صديقي لكنك تريد جماعة مدمني الكحوليات وهذه شركة طيران |
Benim söyleyemediğim bir bakış açı. Hiç sempati duymuyorum. Öyleyse neden bizimle savaşıyorsunuz? | Open Subtitles | إنه رأي لا أستطيع أن أقول أني لا أتعاطف معه |
Bu deneyim bana hastalarımla daha çok empati kurmayı öğretti, ve özellikle retinal hastalığı olanlarla. | TED | هذه التجربة علمتني كيف أتعاطف أكثر مع مرضاي، و خصوصا هؤلاء المصابين بأمراض الشبكية. |
Ve itiraf etmeliyim ki, sana acıyorum. Sırf hamilesin diye insanlar, yapmak istediğin şeylere dik dik bakıp seni durdurmak istiyorlar. | Open Subtitles | ويجب أن أقول ، أنا أتعاطف معكِ ، لقد تفهمت كيفتحاولالناسإيقافكِعنفعلكل ماتحبينه.. |
Senin duygularını anlamıyor değilim. Yani sonuçta adam senin giriş kartını çaldı. | Open Subtitles | ليس أنني لم أتعاطف معك, أعني لقد سرقة بطاقة المرور الخاصة بك |
Bunun ne kadar kötü bir haber olduğunu anlıyorum ve saygı duyuyorum. | Open Subtitles | هذه أخبار سيئة جداً أفهم هذا، و أتعاطف معك |
Peki, acını anlıyorum, fakat bu acil bir durum değil, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، أنا أتعاطف مع ألمك لكن الأمر ليس مستعجلا، مفهوم؟ |
Sizi anlıyorum, Bay Edelstein, cidden ama bu sadece bir film. | Open Subtitles | أتعاطف سيد ادلشتاين أفعل ولكن هذا فيلـــــــم |
Sizi anlıyorum ama misafirlerimizin mahremiyetine saygı duymalıyız. | Open Subtitles | إنّي أتعاطف معكم، ولكن علينا أن نحترم خصوصية نُزلائنا. |
Sizi anlıyorum, ama bu öğretim kadrosunun kararı. | Open Subtitles | انا أتعاطف معكم، ولكن هذا . القرار من أعضاء هيئة التدريس |
Bak canım, kaba olmak istemem, ...ve gerçekten seni anlıyorum. | Open Subtitles | إسمعي، يا عزيزي،أنا لا أريد أن أكون قاسية. وأنا أتعاطف معكِ بصدق. |
Elbette anlıyorum ama ikimiz de hata ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | أنا أتعاطف بالتأكيد لكن نعرف كلينا أنها ترتكب خطأ |
Durumunuzu anlıyorum dedektif, ama kanıt olmadan bu dava için duruşma yapılamaz. | Open Subtitles | أنا أتعاطف مع مأزقك أيتها التحرية، لكن لا يمكن المضي بهذه القضية دون دليل |
"Sevgili Mr. Olsen, İş güvenliği konusundaki kaygılarınıza sempati duyuyorum. | Open Subtitles | عزيزي سيد أولسون أتعاطف مع قضية أمن عملك أعدك أني لن أتجاهل الموضوع |
Ona karşı kesinlikle bir sempati besliyor değilim. | Open Subtitles | لا أقصد التلميح إلى أنّني أتعاطف معه حتماً |
Onların bu soruya verdikleri cevap onlarla empati kurmamı sağlıyor. | TED | وإجابتهم على هذا السؤال هي ما تجعلني أتعاطف معهم. |
Fakat yabancı topraklarda, bir yabancı olarak ben onların hallerine acıyorum. | Open Subtitles | لكن كغريب في أرض أجنبية أتعاطف مع محنتهم |
Alejandra'nın duygularını paylaşmamak elimde değil. | Open Subtitles | لذلك ترى، أنا لا يمكنني إلا أن أتعاطف مع أليخاندرا. |
Sizi anlayabiliyorum... bazen hayat öyle olur. | Open Subtitles | ...أنا أتعاطف معكِ ولكن الحياة تأخذ منعطفات غير متوقعة |
Bahşedilenhediyeyimüsrifçe savuran kişilere hiç acımam. | Open Subtitles | "لا أتعاطف قط مع هؤلاء الذين يهدرون مواهبهم" |
Size karşı hiç sempatim yok. Biliyorum gerçek pişmanlık sizi incitmez. | Open Subtitles | لست أتعاطف معك، أعلم أن لديك مناعة ضد التوبة |
Ve şuan senin içinde bulunduğun durumu paylaşıyorum. İkimizin de bulunduğu. | Open Subtitles | و أتعاطف مع الموقف الذي تتعرض له، الذي كلانا نتعرض له |
Yine de senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | و رغم ذلك أتعاطف معكِ |