"أتعرّف" - Traduction Arabe en Turc

• tanıyamadım
• tanımam
• tanımalıyım
• tanıdığım
• tanımıyorum
• tanıdım
• tanımaya
• tanımayı
• tanıyamadığım
• tanımayacağımı

- Kusura bakmayın, sizi tanıyamadım Çavuş. - Burada kaç kişi görevde?
اسف, لم أتعرّف عليك كم رجل فى هذا الأمر ايها العسكرى ؟

O kadar iyi görünüyordu ki neredeyse onu tanıyamadım. Pam mutluydu.
وكِدتُ لمْ أتعرّف عليها، فقد بدت بحالة جيّدة حقاً، وكانت سعيدة.

Şimdi çok güzel olmuşsun. Seni tanıyamadım.
أصبحتى جميلة جداً الآن لهذا لم أتعرّف عليكى

Yüzyılı aşkın süredir, gizem içinde yaşadım. Bugüne kadar. Tehlikenin farkındayım ama onu tanımam gerekiyor.
لقرونعِدّة,عِشتفىسرّية ،إلىالآن، أعلم مقدار المُخاطرة ، و لكن عليّ أن أتعرّف عليها.

Bir asırdan fazladır, gizlice yaşadım. Şu ana dek. Riskin farkındayım, ama onu tanımalıyım.
لقرونعِدّة,عِشتفىسرّية ،إلىالآن، أعلم مقدار المُخاطرة ، و لكن عليّ أن أتعرّف عليها.

Neden seni tanıdığım şekilde Bay Ross'u tanıyamıyor muşum?
لِمَ لا أتعرّف على السّيّد (روس) كما تعرّفت عليكَ؟

Onu tanımıyorum ama fotoğrafta görünce simasını hatırladım.
لم أكن أتعرّف عليها، لكن في السياق، إنّي أتذكّرها.

Aman Tanrım! Yüzünü tanıdım, yüzünü tanıdım! Hala senin yüzün.
بوسعي أن أتعرّف إلى وجهك لا يزال وجهك كما هو

Yeni tanımaya başladığım en iyi dostum Bob'a.
إلى بوب، صديقي المفضل، الذي بدأت أتعرّف عليه

Yoksa onları tanımayı hak etmediğimi mi düşündün?
أم أنّكِ لم تعتقدي أنني أستحق أن أتعرّف عليهم؟

Seni tanıyamadım, ama annemlerin televizyonu yalnızca 5. ve 7. kanalları gösteriyor.
لم أتعرّف عليك لكن تلفاز والديّ لا يلتقط الصورة الا على القناتين 5 و 7

Kusura bakmayın, amirim. Dışarıda tanıyamadım, özür dilerim.
أنا آسف، لم أتعرّف اليك في الخارج أنا آسف.

Doğru, evet! Uzun saçla tanıyamadım.
أجل , صحيح , أنا لم أتعرّف عليكَ بشعركَ الطويل.

Giyinik halde tanıyamadım seni.
لم أتعرّف عليكِ وأنتِ مرتدية ملابسكِ

Ama bugün, onu tanıyamadım bile.
لكن اليوم، لم أتعرّف عليه حتّى.

Şu ana dek tehlikenin farkındayım, ama onu tanımam gerekiyor.
أدركُ بمقدرا المُخاطرة، لكن عليّ أنّ أتعرّف عليها.

Ama ben bunları tanımıyorum.
ولكنّني لا أريد أن أتعرّف إلى هؤلاء الرّفاق

Onları tanıdım.
كنت أتعرّف عليهم

Onu tanımaya çalışıyorum.
إنّني أحاول أن أتعرّف عليها فحسب.

Bak eğer kahve falan içmek istersen seni tanımayı çok isterim.
اسمعي, إن أردتِ الخروج لاحتساء قهوة أو ما شابه، أودُّ أن أتعرّف عليكِ أكثر.

Siktir be. Bir sürü insan vardı. Seni tanıyamadığım için üzgünüm.
اللعنة, كان هناك الكثير من الناس متأسف بأني لم أتعرّف عليك

Bir deneyi gördüğümde, tanımayacağımı mı sandın?
أتظنّ أنني لا أتعرّف على تجربة عندما أرى واحدة؟