Atlantic City'de oteldeki bütün erkekler masama oturmak istiyordu. | Open Subtitles | هذا سيء. عندما كنت في مدينة أتلانتا كل رجال الفندق أرادوا الجلوس على طاولتي |
Hafta sonu hep beraber uzağa gidebileceğimizi düşündük. Atlantic City'ye. | Open Subtitles | لذلك فكرنا أن نذهب جميعا لقضاء أجازة أخر الاسبوع فى مدينة أتلانتا |
Atlantic City! Bu harika bir plan. Kimin planıydı? | Open Subtitles | مدينة أتلانتا إنها فكرة رائعة، فكرة من هذه؟ |
- Seninle birlikte Atlanta'ya kim gelecek? - Yalnız gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب إلى أتلانتا لأدبر الثلاثمائة دولار ويجب أن أبدو كملكة |
Atlanta'ya gelip, yine senden yardım alırsam kendi ayaklarımın üstünde duramam. | Open Subtitles | لكن ليس هذا هو الأمر إن ذهبت إلى أتلانتا وقبلت مساعدتك |
Eşim Anne, ve O'nu en son Atalanta'da Robert Clark adlı... insan tacirinin satış kafesinde gördüm. | Open Subtitles | زوجتي آن، وآخر رأيت لها كان في بيع القلم من تاجر البشري يدعى روبرت كلارك، أتلانتا. |
AT, kalemini ve kağıdını hazırla bebeğim. | Open Subtitles | "جامعة "أتلانتا" أخرجوا أوراقكم وأقلامكم" |
Sayın Büyükelçi, Atlantik sahilindeki Calderon Vilas deniz üssündeki keşif aracından ilk görüntüler geldi. | Open Subtitles | أيتها السفيرةأول ضرر حدث في شاطئ أتلانتا |
Bu hafta sonu seni Atlantic City'ye götürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب ان نأخذك معنا الى مدينة أتلانتا في العطلة الأسبوعية |
Atlantic City'deydim, Bayan Amerika yarışmasıyla uğraşıyordum. | Open Subtitles | كنت في مدينة "أتلانتا"، أغطي مسابقة ملكة جمال "أمريكا" |
- Belki birlikte Atlantic City'ye gideriz. - Ben Atlantic City'yi sevmiyorum. | Open Subtitles | (ـ ربما سنذهب معاً إلى مدينة (أتلانتا ـ لا أحب هذه المدينة |
Atlantic City'ye giden bütün yollar bu durumdadır. | Open Subtitles | ومن الممكن أن يكون الطريق كله هكذا -الي مدينة - أتلانتا |
Atlantic City'ye giden bütün yollar bu durumdadır. | Open Subtitles | ومن الممكن أن يكون الطريق كله هكذا -الي مدينة - أتلانتا |
Werthan Endüstrinin sloganı şu olmuştur: "Bizim istediğimiz, Atlanta'nın istediğidir" | Open Subtitles | وحتى هذا اليوم،تؤمن شركات وارثن أن مانريده هو ماتريده أتلانتا |
Sonunda, 1864 yılında, tazminat umutları Konfederasyon Ordusu'nun Atlanta'daki yenilgisiyle suya düştü. | Open Subtitles | وفي عام 1864 تلاشى أملها بالتعويض مع هزيمة جيش التحالف في أتلانتا |
Cole, Atlanta'da becerdiğin o kızı bütün kasabanın duymasını istemezsin değil mi? | Open Subtitles | لا ترغمني علي إخبار البلدة عن الرجل الذي عبثت معة في أتلانتا |
Boston, Philadelphia, Baltimore, Atlanta'dan yetkisiz toplu kaçışlara sebep olabilir. | Open Subtitles | فيسكون عندنا عدد هائل في بوسطون وفيلادلفيا، بالتيمور و أتلانتا.. |
Atalanta yollarımızın gelecekte kesişeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت (أتلانتا) إن مصيرنا سيتداخل في المستقبل |
Atalanta çok iyi değil. Darılmak yok. | Open Subtitles | (أتلانتا) لا يتم حسابها بدون إهانة. |
Davul çalarak Atlanta AT üniversitesinde okumak için tam burs kazandım. | Open Subtitles | (لدي منحةً كاملة لأنضم ل (أتلانتا أ و ت سأعزف على الطبول |
Kaymak doğa, Atlantik Şehri. Savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | "التزلج, الطبيعة, مدينة "أتلانتا أنا جاهزٌ له |
Bugün konuklarımız Atlantalı rapçi Paperboi ve Dr. Debra Holt ile birlikte değişimleri konuşuyoruz. | Open Subtitles | التحولات مع ضيوفي، مغني الراب من "أتلانتا" (بايبر بوي)، و د. (ديبرا هولت) |