Geri döndüğüm ilk gün bu kadar stresli bir iş beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكُ أتوقّع شيئًا بهذا الضّغط العالي بأول يوم في رجوعـي.. |
Sanırım içeride bana bir çek yazıyor. Onun katılmasını beklemiyordum. | Open Subtitles | أتوقّع بأنّها الآن تكتب شيكاً، لم أكُن لأتوقّع منها المجئ |
Senin bu insanlar için ne yapmaya çalıştığımı anlamanı beklemiyorum ve kendi planlarımı da tehlikeye atmayacağım. | Open Subtitles | أنا لا أتوقّع منك أن تفهم مـا أحاول عمـله لهؤلاء الناس لكنّني لن أعرّض خططــي للخطــر |
Ben sizin sırrınızı saklamanıza yardımcı oldum, sizden de benimkine yardımcı olmanızı bekliyorum. | Open Subtitles | و قدْ ساعدتكَ في سرّكَ و أتوقّع منكَ أنْ تساعدني في ما يخصّني |
Malikaneme hoş geldin, Şef. Ben de seni bekliyordum. | Open Subtitles | أهلاً بك في قصري يا رئيس، كنت أتوقّع قدومك. |
80 ile $100,000 arasında bir fiyatı olacağını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أتوقّع أن تتراوح قيمتها ما بين 80 إلى 10،000 دولار |
Ben de aşkı hayatta bu kadar geç bulacağımı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقّع أن أجد الحب في عمر متأخرٍّ هكذا. |
Önemli değil. Sadece hâlâ burada olmanı beklemiyordum o kadar. | Open Subtitles | كلّا، لم أتوقّع حقًّا أن أجدك ما تزالين هنا وحسب. |
İtiraf ediyorum, dördüncü bir kullanım örneği ile karşılaşacağımı beklemiyordum. | TED | سأعترف أني لم أتوقّع أن أصادف استخداماً رابعاً. |
Aslına bakarsan aklımdaki bu yeni parlak fikri tahmin etmeni pek beklemiyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة. أتوقّع منكِ أن تخمّني شيئًا ما وهي فكرة نقيّة في رأسي. |
Hayır, uyandığımda değişmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | كلاّ, لم أتوقّع أن أستيقظ لأجد نفسي قد تحوّلت. |
Böyle bir şey beklemiyordum işte. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنا لم أتوقّع هذا النوع من الرقص هذا كل شيئ |
Biliyor musun, her şeyin düzenli halde olmasını severim ama senden bunu anlamanı beklemiyorum. | Open Subtitles | أنا أحب فقط الأمور أنْ تكون هكذا، ولا أتوقّع منكَ أنْ تفهم |
Orda fazla bir rekabet beklemiyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أتوقّع أن تكون هناك منافسات كثيرة |
Önümüzdeki aya, beş tane daha bekliyorum. | Open Subtitles | حسناً، في الشهر القادم، أتوقّع خمسة زيادة عنهن |
Ve bu zaman zarfında siz beylerden tam bir işbirliği bekliyorum. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء أتوقّع تعاوناً تاماً منكما، أيها السيدان. |
Aslında biraz alkış bekliyordum ama neyse. | Open Subtitles | حسناً، كنت أتوقّع القليل من التصفيق، لكن لا يهمّ. |
Tanıtımım için, fikirlerini paylaşmak istediğinde bu kadar.. ayrıntılı olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | عندما عرضتِ عليّ إبداء آرائكِ في حملتي، لم أكن أتوقّع أيّ شئ .. احترافيّ |
Bu acemice sigara numarasından fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | لا أتوقّع بأنّ سيجارة سخيفة تحرّك مشاعركِ. |
Eğer havaya bir top fırlatırsam, yukarı gitmesini beklerim. | TED | إن قمت برمي كرة في الهواء، أتوقّع منها أن تتجّه نحو الأعلى. |
Elestirmenleri etki altina alarak lehine çevirmeden sanat galerisi açmani beklemezdim. | Open Subtitles | لم أتوقّع أن تستضيف معرضًا فنيًّا بدون إذهان الناقد للثناء عليك. |
Küçük Tokyo'da olmam çok garip. Bu bölgede çalışacağım aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | انه مضحك اتعرف أن أكون في طوكيو الصغيرة أنا لما أتوقّع أن أعمل في هذا الجزء من البلدة |
Bir yere zorla girdiğim için ödeme alacağımı düşünmezdim. | Open Subtitles | لمْ أتوقّع حصولي على أجر لاقتحامي مكانٍ ما |
Hey, seni bu gece görmeyi ummuyordum. Çalıştığını sanıyordum. | Open Subtitles | مرحباً، لم أتوقّع رؤيتك الليلة لقد اعتقدت أنّك في العمل |
Bunu yapmak konusunda çok fazla güçlük var. Bunun yakın zamanda çözüleceğini de sanmıyorum. | TED | لكنّ عدداً هائلاً من المشاكل تواجهنا في تحقيق ذلك ولا أتوقّع بأنّ نستطيع حلّها جميعها في القريب العاجل. |
- Elbette, ama bu kadar çok acemice olacağını beklemedim. | Open Subtitles | نعم، بالطبع. أنا فقط لم أتوقّع بأنّك ستكون أخرق جدا. |
Ona her ay 10 bin dolar beklediğimi de söyle... | Open Subtitles | أخبرها أنّني أتوقّع إعطائي عشرة آلاف دولار بأوّل كلّ شهر |