| kanıtla o zaman. Beni o aptal festival jüri şeyine al. | Open Subtitles | أثبتي ذلك، ضعيني في هيئة المحكمين لذلك المهرجان السنمائي |
| Bu adamın suçsuz olduğunu düşünüyorsan, bunu bana kanıtla. | Open Subtitles | أنتِ تعتقدين أنّه لمْ يفعل شيئاً، إذن أثبتي لي ذلك. |
| Bana bunun da senin maymun iştahlılığın sonucu ortaya çıkan bir şey olmadığını bunu yaparak nelerden vazgeçtiğini bildiğini kanıtla. | Open Subtitles | أثبتي لي أنّ هذه ليست أحد نزواتك وأنّك تعلمين بدقّة ما ستتخلّين عنه |
| Hâlâ içinde, güvenilmeye değer bir şey olduğunu ispatla. | Open Subtitles | أثبتي لي أنّ هنالك شيئاً بداخلكِ جديراً بالثقة |
| Başarılı göstermenin çok çalışmak, tutku ve dayanıklılıkla birlikte olduğunu herkese kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبتي ذلك بتصميم حاد بالكد والعمل الجاد يمكنك تحقيق أي شيء |
| İnsan olmak mı istiyorsun? kanıtla. İyi biri ol. | Open Subtitles | أثبتي ذلك، كوني صالحة افعلي الصواب وانقذي حياتها |
| Evet, hatalı olduğumu kanıtla ve hepimize lezzetli bir çorba yap. | Open Subtitles | نعم, أثبتي خطأي وأعدي لنا كلنا حساءً لذيذاً |
| Yatırım yapmaya değer olduğunuzu bana kanıtla. Sen de Şerife saldır. | Open Subtitles | أثبتي لي أنكم تستحقون الاستثمار قومي بالرد على المأمور |
| Bana onu sevdiğini kanıtla ben de yaşamasına izin vereyim. | Open Subtitles | [صوت رخيم] أثبتي حبّك له وبعدها سأتركه يعيش |
| Kendini kanıtla ya da bir ay sonra dönüp yanımda çalış. | Open Subtitles | أثبتي نفسك, أو عودي في شهر وأعملي عندي |
| Yardım etmedim diyorsan, kanıtla. | Open Subtitles | إذا لمْ تكوني مُتورّطة، أثبتي ذلك. |
| Eğer duamı duyduysan bunu kendi kanınla bize kanıtla. | Open Subtitles | أثبتي لنا بدمك أنك استجبت لدعائنا |
| - kanıtla o zaman, cancağızım. Alevi yak. | Open Subtitles | أثبتي ذلك إذاً يا عزيزتي أوقدي الشعلة |
| Amerikalı olduğunu kanıtla. | Open Subtitles | أثبتي أنك أمريكية |
| kanıtla. | Open Subtitles | أثبتي هذا الشيء |
| Bu yüzden, seni işe almakla doğru tercih yaptığımı ispatla bana. | Open Subtitles | لذا أثبتي لي أنني قمتُ بالخيار الصائب حينما وظفتكِ |
| Başarılı göstermenin çok çalışmak, tutku ve dayanıklılıkla birlikte olduğunu herkese kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبتي ذلك بتصميم حاد بالكد والعمل الجاد يمكنك تحقيق أي شيء |
| Kanıtlayın, o vakit konuşacak bir şey olur. | Open Subtitles | أثبتي ذلك ومن ثم فسيكون هناك ما نتفق حوله |
| Kendini kanıtlarsan daha fazla oyun yok. En azından bu oyun biter. | Open Subtitles | أثبتي نفسكِ لي، لا مزيد من الألاعيب |
| Tanrım, Kıpırdama! | Open Subtitles | جيد, أثبتي |
| Hadi bakalım. - Hâlâ formunuzu koruduğunuzu ispatlayın, hanımefendi. | Open Subtitles | أثبتي أنكِ لا زلت بارعة أثبتي |
| Kanıtlar tamamıyla yanlış. | Open Subtitles | أثبتي بأن الأدلة خاطئة |
| - Herkes yapabilir. - İspat et o zaman. | Open Subtitles | أي شخص أثبتي الأمر |