| Sen ondan daha iyi bir adamsın. Bunun doğru olduğunu kanıtla bana. | Open Subtitles | أعتقد أنك رجل أفضل من ذلك أثبت لي اني محقه |
| Hadi. Devam edebileceğini kanıtla bana. | Open Subtitles | إذا ، هيا ، أثبت لي أنه يمكنك القيام بهذا ♪ كل يوم نفاق ♪ |
| Jesse, o çocuğu biraz olsun önemsiyorsan bunu bana kanıtla. | Open Subtitles | (جيسي)، إن كنتَ تهتم بذاك الطفل، أثبت لي هذا. |
| Burada, Crawford Takımı'nda bir yeri hak ettiğini bana kanıtla. | Open Subtitles | أثبت لي أنك تستحق مكاناً هنا في فريق (كراوفورد) |
| Oradaysan, gitmediysen, göster bana. | Open Subtitles | إن كنت هنا , إن لم تذهب {\pos(190,40)} إلى أي مكان أثبت لي |
| Hata etmediğimi göster bana. | Open Subtitles | أثبت لي بأني لست مخطئاً |
| Hey, bak, pekâla cesur olabileceğini kanıtladın tamam. | Open Subtitles | حسناً، أثبت لي أنه يمكنك أن تكون شجاعاً، حسناً |
| Çünkü sadece başaramayacağını kanıtlamakla kalmadın, sırtıma da hedef tahtası koydun. | Open Subtitles | لأنه ليس فقط أنك أثبت لي أنك ! لا تستطيع أن تُوصِل ! أنت لوّنت هدفاً على ظهري |
| Kanıtla o zaman. Partiye gidelim. | Open Subtitles | . إذًا ، أثبت لي ذلك ، إذهب للحفلة |
| Öldür onu ve sana güvenebileceğimi kanıtla bana. | Open Subtitles | أقتله و أثبت لي أنّني أستطيع الوثوق بك. |
| Manyak bir katil olmadığını kanıtla bana. Yani Sam'in öldürüldüğü gece Annalise'le birlikte olduğunu kabul ediyorsun? | Open Subtitles | أثبت لي أنك لست قاتلا مختل إذن ، تعترف انك كنت مع (آناليس) ليلة مقتل (سام) ؟ |
| Bir şeyler bildiğini kanıtla bana. | Open Subtitles | أثبت لي أنك تعرف شيئاً |
| Gerçekten Danny olduğunu kanıtla bana. - Nasıl? | Open Subtitles | أثبت لي بأنك فعلاً (داني) |
| Hala ayıkken, Farrow'un bu işi yapmadığını bana kanıtla. | Open Subtitles | أنتَ ما زلتَ عفيفاً ؛ أثبت لي بأنّ ( فارو ) لم يفعلها. |
| Tıpkı benim gibi olduğunu bana kanıtla hadi. | Open Subtitles | أثبت لي أنك بالضبط حيوان مثلي |
| Kurucu ve ben şimdiye kadar gösterdiğin gelişmeden çok memnun kaldık. Sonuna kadar gidebileceğini göster bana. | Open Subtitles | أنا و(المؤسس) يسرنا تقدمك حتى الآن أثبت لي أنه يمكنك إكمال الطريق |
| Şu aptal kılıcınla göster bana! | Open Subtitles | أثبت لي بسيفك الغبي هذا... |
| Ve bunu o nişan yüzüğünü aldığında kanıtladın. | Open Subtitles | وقد أثبت لي ذلك عندما أخذت مني خاتم الزفاف |
| Çünkü hem bana bu işi yürütemeyeceğinizi kanıtlamakla kalmadınız hem de sırtıma bir hedef çizdiniz. | Open Subtitles | لأنه ليس فقط أنك أثبت لي أنك ! لا تستطيع أن تُوصِل ! أنت لوّنت هدفاً على ظهري |
| Kanıtla o zaman. | Open Subtitles | غذاً أثبت لي |