"أثرثر" - Traduction Arabe en Turc

• gevezelik
• konuşuyorum
• çenem
• saçmalıyorum
• sapan
• konuşurdum

Çünkü bu konular hakkında gevezelik etmek de bence yanlış.
لأني أعتقد أنه من الخطأ أن أثرثر بهذه الأشياء لأحد

gevezelik yapamam. Ve sert bir yüz ifadem olmalı.
لا يجب أن أثرثر معكما ويجب أن يكون وجهى قوياً

Ya da belki, hiçbir şey yapmadığım için çok konuşuyorum.
أو قل, إذا كنت أثرثر, هذا لأنني لا أعمل شيئا

Dur, senin kafandayken ben böyle mi konuşuyorum?
مهلاً، هل هذا هو شعورك حين أثرثر في رأسك؟

- Ben saçmalamam. - Bazen çenem düşer.
-لا أثرثر , أحياناً أتوّه في الحديث

Oh, şu halime bakın... Yine saçmalıyorum...
أوه، أنظروا إليّ، أنا أثرثر مجدداً

Komşularla George'un yeni arkadaşının dişi-Jerry olması hakkında gevezelik yapmak mı?
لكي أثرثر إلى الجيران عن أن جورج لديه صديقة جديدة جيري أنثى؟

Kendi kendime dans edip sabahtan beri konuştuğum ilk insan senmişsin gibi gevezelik ettiğimden mi?
هل هذا راجع لكوني أرقص في كل أرجاء البيت و أثرثر كأنك أول شخص أتحدث معه هذا اليوم؟

Yine gevezelik ediyorum. Sorun şu. Sadece bir saat sürüyor, değil mi?
أنني أثرثر, المشكلة هي أن المفعول يدوم ساعة لكنني سأقوم بتحسينه

Benimle biraz gevezelik etmeye ne dersin? - Bunu yapabilirim.
-تريدني أن أثرثر معك قليلا, فإنني أستطيع ذلك

Bırak da biraz gevezelik edeyim.
أنصتي إليّ وأنا أثرثر.

Çok konuşuyorum.
إنني أثرثر كثيراً.

Saatlerdir abuk subuk konuşuyorum.
أنا يمكن أن أثرثر لساعات

Çok konuşuyorum.
أنـا أثرثر كثـيراً

İçinde ne olduğunu bilmiyorum. Tamam çok konuşuyorum.
أجهل محتواهم أنا أثرثر كثيراً

Sadece çenem düşüktü.
لقد كنت أثرثر فقط

-Kusura bakmayın, çenem düştü.
-إنني متأسفة، فأنا أثرثر كثيراً

Şu halime bakın. Yine saçmalıyorum.
أوه، أنظروا إليّ، أنا أثرثر مجدداً

Özür dilerim tatlım. Gerginken saçmalıyorum.
أسفة,عزيزتي.أنا أثرثر عندما أكون متوترة

şehvet olsaydı sinirli olurdum sinirli olsaydın saçma sapan konuşurdum saçma sapan konuşmadığıma göre de şehvet yok.
إذا كان هناك إنجذاب سأكون متوتراً و إذا كنت متوتراً فسوف أثرثر و أنا بالتأكيد لا أثرثر و هذا يعني أنه لا يوجد إنجذاب

Her gün yürürdük ve ben ağaçtaki bir maymun gibi hızlı konuşurdum ve o da pin pon, karides ve annemin cennete gidişi hakkında anlattıklarımı dinlerdi.
كنا نتمشى كل يوم وكنت أثرثر كقرد على الشجرة وهى تستمع لكلامى عن الـ بينج بونج وصيد الجمبرى