Gündüz de yürürüm ve bana ilginç gözüken insanları takip ederim. | TED | أسير أثناء النهار وأتبع الناس الذين أعتقد أنهم يبدون مثيرين للأهتمام. |
Kore'de otel odalarını aşırı ısıtırlar. Gündüz mutlaka bir pencereyi açık bırakırdım | TED | وكانوا دائما ما يزيدون حرارة الفنادق في كوريا بشكل رهيب، لذا كنت دائما ما أترك النوافذ مفتوحة أثناء النهار. |
Gündüz saatlerinde gömüldüğü toprakta dinlenmek zorundadır. | Open Subtitles | في أثناء النهار عليه أن يرتاح في الأرض التي دفن فيها |
Hayır teşekkür ederim. gündüzleri içmem. | Open Subtitles | . لا ، شكراً لك لا أشرب أبداً أثناء النهار |
gündüzleri de hemen karşıdaki Ulusal Verem Vakfı'nda çalışıyorum. | Open Subtitles | وأعمل أثناء النهار في المؤسسة الوطنيّة للسل، هناك. |
Bir ilişkimiz olacaksa gün boyunca bana asla bakmayacaksın ve daima gündoğumundan önce ayrılacağız ve asla "seni seviyorum" demeyeceğiz. | Open Subtitles | ..إذا كنا سنكوّن علاقة لا ينبغي عليكَ أبداً أن تراني أثناء النهار وسنكون دائماً معاً إلى ما قبل شروق الشمس |
Gün içinde giymene gerek yok, ama akşamları, bunun takdir ederim. | Open Subtitles | لا حاجة لارتدائهم أثناء النهار لكن في المساء فانني سأقدر ذلك ان فعلته |
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum. Gündüz içki içen tiplerden değilim. | Open Subtitles | . في الواقع ، لا أظن أنني أبالي بأي نوع أنا لا أشرب كثيراً أثناء النهار |
İlk başlardaki Gündüz akınları, tam bir felaketti. | Open Subtitles | الغارات الجويه البريطانيه الأولى والتى وقعت أثناء النهار أنتهت بكوارث |
Gündüz gözüyle başarılı bir bombardıman yapabileceklerine ikna olmuşlardı. | Open Subtitles | بل أنهم كانوا على قناعه بأنه يمكنهم القصف بشكل أكثر فاعليه أثناء النهار |
Gündüz vakti işe gittiğinde, ondan uzak durmaya dayanamıyordu. | Open Subtitles | لم يطق البقاء بعيدا عنها أثناء النهار حين ذهابه إلى العمل |
Vampir, diğer gece hayvanları gibi, Gündüz hareket edebilir ama gündüzleri zayıftır . | Open Subtitles | مصاص الدماء كأي مخلوق ليلي آخر يستطيع التجوال أثناء النهار ولكن قواه تكون خائرة |
Gündüz, şu anda bulunduğumuz yerde dolaşabilirsiniz. | Open Subtitles | أثناء النهار يحق لك أن تكون في هذه المنطقة التي نسير فيها الآن |
gündüzleri mimari. Her zaman Amerikan kadınlarının farklı olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا مهندس معمارى أثناء النهار ، لقد كنت دائماً أظن أن النساء الأمريكيات مختلفات |
gündüzleri, Getto'dan çıkan herkes Yahudi olduğunu belirten kırmızı bir şapka takmak zorundaydı. | Open Subtitles | أثناء النهار كان أى يهودى يغادر الجيتو عليه ارتداء قبعة حمراء علامة انه يهودى |
Toplumun içinde yürümeye başladım ve gün boyunca dışarı çıkmadıklarını fark etmek için bilim adamı olmaya gerek yoktu. | TED | فبدأت بالتجول في أنحاء المجتمع، ولم يكن الأمر يتطلب أن تكون عالم فضاء لكي تدرك أن من أريدهم لم يخرجوا أثناء النهار. |
Ayrıca o yaratığın gün boyunca insan şeklinde dolandığını söyledi. | Open Subtitles | وقال أيضاً أنه يبدو كشخص عادي أثناء النهار |
Bir keresinde gün boyunca düşman top atışına başlayacak,tamam mı? | Open Subtitles | أحيانا ، أثناء النهار يقذفنا العدو بقذائف الهاون ، أليس كذلك؟ |
Gün içinde almamaya dikkat et yeter, yoksa mum gibi sönersin. | Open Subtitles | فقط لا تأخذيه أثناء النهار, سوف تصبحين كالضوء. |
Gün içinde tekrar insana dönüştüğünde muhtemelen hiçbir şey hatırlamıyordur bile. | Open Subtitles | أرجّح أنّ ذلك الشئ لا يدري أصلاً أنه يتحوّل إلى إنسان أثناء النهار. |
Gece uçmak, gün boyu uyumak. Böyle bir hayattan ne bekliyordum? | Open Subtitles | أطير في الليل وأنام أثناء النهار كيف تروق لي حياة كهذه؟ |
Arabanı günışığında sürebilmek için modifiye etmen sana dünyaları vermez. | Open Subtitles | لتقوم بتحسين سيّارتك للقيادة أثناء النهار لن يكّلفك كثيراً |