O yüzden beni kandırmaya çalışırken sessizce dinlemek çok akıllıca olur. | Open Subtitles | لذا فمن الحكمة أن تسمع في صمت أثناء محاولتك لخداعي |
Arkadaşını korumaya çalışırken ona ulaşmamızı sağlayacak en büyük fırsatı heba ettin. | Open Subtitles | هو أنّك قد تكونين محقّة ولكن أثناء محاولتك حماية صديقك أفسدت أفضل فرصة أمامنا لضمّه إلينا |
İlerlemeye çalışırken, geride kaldın. | Open Subtitles | أثناء محاولتك المضى قدماً ، سقطت الى الوراء. |
Özür dilerim, beni lanetlemeye çalışırken bunu kaçırdım herhalde. | Open Subtitles | آسف، حتمًا فاتني ذلك أثناء محاولتك إصابتي باللعنة. |
Belki ilerlemeye çalışırken geride kaldın. | Open Subtitles | حسناً ، ربما أثناء محاولتك المضى قدماً سقطتفقطالىالوراء! |
Sen Greendale'i kurtarmaya çalışırken, biz okulu, öğretmenlerin skittles* oynadıkları reklamdaki gibi dağıtmakla meşguldük. | Open Subtitles | "أثناء محاولتك لإنقاذ "جريندييل دمرنا المدرسة كإعلان تلفزيوني يقوم فيه المدرس بمنع حلوى سكيتلز |
Seni cesetlere bağlayan adli tıp raporumuz var, cinayet mahalinden ayrılan kamyonetin görüntüsü var, ve Patsy'i tutmaya çalışırken geride bıraktığın DNA izi var. | Open Subtitles | لدينا أدلة جنائية تربطك بالجثث... والحافلة التي كنت تغادر بها مسرح الجريمة... وآثار من حمضك النووي على (باتسي) تركتها أثناء محاولتك الإمساك بها |