Her biri güçlü vücutlarınızı yıkmak için yeterli elektrik voltuna sahip. | Open Subtitles | كلٌ من هذه الأسلاك يحمل كمية كهرباء كافية لتدمير أجسادكم القوية |
Ve vücudunuzun nefret ettiğini düşünüyordum. Çünkü bizim buna karşı bağışıklığımız var. | TED | وكنت أفكر أن أجسادكم كرهته في تلك الأيام لأننا متحصنين منه وهذا يسمى بأنزيم ألفا جال |
Daha da yaklaştıkça, manyetizma öyle yoğun bir hal alırdı ki Vücudunuzdaki her atomu vücudunuzdan söker alırdı. | Open Subtitles | لو اقتربتم أكثر فستكون المغناطيسية شديدة بحيث تمزّق كل ذرة في أجسادكم |
Vücudun içeriden bükülüyormuş gibi hissedecek. | Open Subtitles | أجسادكم ستشعرون وكأنها تلتوي من الداخل |
Ve diyordum ki, siz bu molekülü pek iyi tanımıyorsunuz. Ama Vücudunuz çok iyi biliyor. | TED | لأقول أنتم لا تعرفون هذا الجزي جيداً ولكن أجسادكم تعرفه جيداً جداً |
Ailenizden intikam almak için Vücudunuzu tahrip etmeyin. | Open Subtitles | ♪ لا تشوهوا أجسادكم فقط لكي تنتقموا من أهلكم ♪ |
Ama gevşemeyin çocuklar, vücudunuzda delik açabiliyorlar. | Open Subtitles | لا تسهينوا بِها يا رفاق، فهي قادرة على إختراق أجسادكم |
Siz bir enerji kaynağının uzantısısınız ve burada bu harika bedenlerinizle bulunuyorsunuz, Ama bedenleriniz sizi çoğunlukla gerçekte ne olduğunuzdan uzak tutar. | Open Subtitles | أنتم امتدادات لنبع الطاقة أنتم هنا في هذه الأجساد الرائعة لكن أجسادكم قد ألهتكم في غالب الأمر، عن حقيقة من أنتم |
Yani Bedenlerinizi ve zihinlerinizi eğitip tırmanmak için 40 günümüz var. | Open Subtitles | ذلك يعني، لدينا فقط 40 يوم لكي ندرب أجسادكم وعقولكم. لتحقيق ذلك. |
Biliyorum, hepiniz vücutlarınızı delmeyi, tüttürmeyi ve hiç arıza çıkarmayacakmış gibi kullanmayı seviyorsunuz. Bence mahzuru yok. | Open Subtitles | أعرف أنكم تثقبون أجسادكم وتدخّنون وتعاملون أجسامكم وكأنها لا تقهر |
Sakın durmayın yoksa suratlarınızı ve vücutlarınızı yutarım! | Open Subtitles | لا تتوقفوا عن الركض وإلا سأكل أوجهكم و أجسادكم |
Ellerinin tersi... yastığa gömdükleri suratımız... bizi zorla yatağınıza alıp o yağlı vücutlarınızı üstümüze bastırırken... kanayan ve acıyan amlarımız! | Open Subtitles | مؤخرة اليد إدارة الوجه للوسادة الدموية، إيلام المهبل كما تجبرونا بأسِرتكم على تحمّل أجسادكم السمينة |
Duman vücudunuzun içine girdiğinde, milyonlarca bakterileri de öldürür. | Open Subtitles | عندما يدخلُ الدُخان أجسادكم يحملُ معه آلاف المُلوثات |
Yeni bir yerin heyecanıyla, vücudunuzun dinlenmesi gerektiğini unutuyorsunuz. | Open Subtitles | خلال الإثارة لكونكم فى مكان جديد نسيتم أن أجسادكم تحتاج للراحة |
Tedavi Vücudunuzdaki ter ve nefesinizdeki nemde saklı. | Open Subtitles | العلاج هو في العرق على أجسادكم والرطوبة في أنفاسكم |
Bu testin amacı giysilerin yarattığı paraziti kaldırmak ve Vücudunuzdaki harmonikleri izlemek | Open Subtitles | هذا شيء شخصي جداً غرض هذا الإختبار إزالة , " الأضطرابات من " بدلات السدادة . و مراقبة توافقيات أجسادكم مباشرةً مع سدادة |
Bugünün oyunu benim omurganızı vücudunuzdan sökmem olacak. | Open Subtitles | الليلة، مبارةاليومهي "أنا " أستخرج عمودكم الفقري من أجسادكم الميتة |
Aldığınız uyuşturucu zehrini vücudunuzdan atacağım. | Open Subtitles | سأخرج حشيشة الداتورا هذه من أجسادكم |
Vücudun sana bir şeyler mi söylüyor? | Open Subtitles | أجسادكم تقول لكم شيئًا؟ |
Vücudunuz yemekleri sindirmek için gereken diğer tüm organlara sahip zaten. | Open Subtitles | فتمتلك أجسادكم جميع الأعضاء الضرورية للهضم بالفعل. |
Vücudunuzu dolanan nabzınızı da. | Open Subtitles | اشعروا بنفَسكم. نبضات قلوبكم... تحركوا داخل أجسادكم. |
Yaygın bir teoriye göre iki hücre birleşerek bugün vücudunuzda karmaşık hücre diye tanımladığımız hücreleri oluşturdu. | Open Subtitles | نظرية شائعة تقول أن خليتان بسيطتان اندمجتا معاً و كونتا ما نعرفه اليوم بالخلايا المعقدة في أجسادكم. |
Konuşun bakalım, ama benim bedenim mabedimdir, ama sizin bedenleriniz umumi birer tuvalet. | Open Subtitles | كفى، لأنّ جسدي معبد، و أجسادكم أحواضٌ واسعة للبول. |
Bedenlerinizi ve ruhlarınızı kurtarın. | Open Subtitles | وإستسلموا الأن ستنقذون أجسادكم وأرواحكم |