Sana birşeyler getireyim mi? Hindili sandviç hazırladım, onun favorin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هل أجلب لك شئ , أعددت ساندويش الديك الرومي أعلم أنه مفضل لديك |
Bizimkilerden biriyle getireyim mi? | Open Subtitles | ؟ جميعهم متسخين مثله هل أجلب له واحد من منزلنا؟ |
- Sevgilisinden ayırabilirsen... - ...kız arkadaşını da getir. | Open Subtitles | أجلب صديقتك إذا تمكنت من خطفها من خليلها. |
Sıcak su getir, Harry, ve kapıyı kitle. | Open Subtitles | أجلب بعض الماء الساخن يا هاري وأقفل الباب |
Milo; "Git Frank'tan paramı al." dediğinde ne diyeceğim? | Open Subtitles | وملذا أفعل عندما يقول لى ميلو أعثر على فرانك , أجلب لى نقودى |
Siz ikiniz bitkinizle oynaya durun, ben gidip evrak dolabını getireceğim. | Open Subtitles | قوموا برعاية النبات سوف أجلب درج الملفات |
Ben yatıyorum. Gece lambanı getirmemi ister misin? Yoksa buzluğu mu açayım? | Open Subtitles | أنا سوف أذهب للنوم تريدين أن أجلب لمبتكِ |
Hayır. Ben yaparım. Ama yanımda hiç malzeme getirmedim. | Open Subtitles | لا , سأفعلها , الأمر فقط من الواضح أنني لم أجلب أي لوازم |
En iyisi sana zencefilli bira getireyim. Mide ağrına hep iyi gelir. | Open Subtitles | سوف أجلب لك بعض البيرة لكي تساعد بطنك قليلا |
Dur zımpara taşımı getireyim. Belki çirkinliği suratından yontabilirim. | Open Subtitles | ،دعيني أجلب الملمع الرملي فقد أتمكن من إزالة القباحة من وجهك |
Devam edin, ben daha da su getireyim. | Open Subtitles | إستمروا في هذا الطريق وأنا سوف أجلب بعض الماء |
Tamam. Grubunu getir. Deneme yapacağız. | Open Subtitles | حَسَناً , أجلب فرقتَك وأنا سوف أختـــــبركم |
Hey, Tommy, arkadan çocuklara sandviçlerini getir. Hepsi paketlendi. | Open Subtitles | تومي ، أجلب لهولاء الأولاد سندويتشاتهم أنهم يموتون من الجوع |
Dr. Brennan olayı çözdüğünde beni görmeye gel, ama şu senin bilim kadınını da getir. | Open Subtitles | تعال لرؤيتي ثانيتاً و لكن أجلب معك العالِمة خِلاف ذلك , لن أقول شيء |
Yardıma ihtiyacım var. Gary, küçük tekneyi al. | Open Subtitles | أنني بحاجة الى المساعدة غاري أجلب المركب الصغير |
Kartlarını getirmemi mi istiyorsun? Hayır. Kartlarını getireceğim, Michael. | Open Subtitles | أنت على مايرام هل تريد مني أن أحضر بطاقتك ؟ سوف أجلب بطاقتك |
Meteor yağmurundan beri onlara acıdan başka bir şey getirmedim. | Open Subtitles | منذ سقوط النيزك وأنا لم أجلب لهم سوى الألم |
-Hemen şunu alayım sonra yemeğe gideriz. -Bak, şu imla hatalarını düzeltmen gerek. | Open Subtitles | دعني أجلب هذا وسنذهب لنأكل يجب أن تصحح هذه الاخطاء الهجائيه |
-Evet, korkarım size kötü haber getirdim. Kendinizi en kötüsüne hazırlamalısınız. | Open Subtitles | للأسف أنا أجلب أخبارَا سيئةَ جداً يجب أن تعدوا نفسكم للأسوأ |
Sokaktan, kendisinden istediğim her şeyi itiraf edecek herhangi birini getirebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أجلب أي شخص من الشارع وأجعله يعترف بكل شيء أرغب منه أن يعترف به |
Öğle yemeği için bir şey ister misin diye soracaktım, o kadar. | Open Subtitles | إنّما أتيتُ لأنظر إن كنتِ تريديني أن أجلب لكِ غداءً، لا غير |
Aslında yaban domuzunu getirmek istemiştim. Ama seni buraya daha çabuk getireceğimi biliyordum. | Open Subtitles | أردت أن أجلب الخنزير ، لكنّي أدركت أن جلبك إلى هنا سيكون أسرع |
Ohh, şimdi daha fazla beyazlatıcı saç jölesi almam gerekecek. | Open Subtitles | الآن يجب أن أجلب المزيد من شرائط التبييض وجل الشعر |
Dünya geneline nasıl anlayış ve eğitim getiririm ve yine de farklılıklarımıza saygı gösteririm? | TED | كيف يمكنني أن أجلب الوعي والتعليم لكافة أنحاء الأرض مع احترام كافة أشكال اختلافاتنا؟ |
Elimi uzatıp gardrobumdan şemsiye almak için bile gözümü kapatmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | لئلا أضطر إلى أن أغمضُ عينايّ كلما مدّدتُ يدى كَيْ أجلب المِظَلّة |
Filmim bitti, arabadan film alacağım. | Open Subtitles | لقد إنتهت كل الأفلام، سوف أجلب المزيد من السيارة. |