Evet ve en çok takdir ettiğim halkın sesini yansıtmanız. | Open Subtitles | أجل إن إحدى الأشياء الرائعة هي التقاطك لأصوات الناس العاديين |
Evet, bugün sahne düellosu günü ve Evet, bu gerçek bir Bo çubuğu. | Open Subtitles | حسنٌ , اليوم هو .مرحلة الأسلحة , و أجل إن هذا سلاحٌ حقيقي |
Sevgili doktor. Rakiptik, Evet. Zorlu rakiplerdik, ama düşman mı? | Open Subtitles | دكتور أعداء متنافسان أجل إن أردت، إنما اعداء؟ |
- Evet. - Ben olsam, saklanacak yer arardım. | Open Subtitles | أجل إن كنت مكانك فسوف أبحث عن مكان أختبئ فيه |
Evet, ve eğer eldiven takıyorsan bunu kullanmak hayli güç olurdu. | Open Subtitles | أجل إن كنت تضع قفازات من الصعب إستعمالها |
Evet, Kyle artıkevine gidiyor. Ait olduğu yere. | Open Subtitles | أجل إن كايل ذاهبٌ الى منزلهِ و هو هناك حيثُ ينتمي |
Evet, sende şu Martha Stewart'daki olaydan var. | Open Subtitles | أجل , إن موقفك نوعاً ما يشبه موقف مارثا ستيوارت |
Evet. Böylece kötü komşularıma karşı bir savunmam olacak. | Open Subtitles | حسناً , أجل , إن ذلك هجوم مستمر و متقدم ضد شر هذا الحي |
Evet, her şey yolunda. Merak etme. | Open Subtitles | أجل, إن كل شيءٍ على ما يُرام لا يوجد أي قلق هنا |
Evet, yeterince büyük. Ama tabii oraya varabilirsek. | Open Subtitles | إنه كبير بما فيه الكفاية، أجل إن تمكنا جميعاً من الوصول إليه |
Evet, eğer üniversitede bu tür şeyler yaparsan, ...insanlar anormal olduğunu düşünür. | Open Subtitles | أجل, إن فعلت هذه الامور في الكلية الناس سيعتقدون بأنك مريضة |
Evet, eğer bir ortak nokta varsa da bu aşk değil. | Open Subtitles | أجل , إن كان ثمّة نمط متكرر هنا , فهو ليس الحب فقط |
Evet, çünkü bu yüzden serbest kalıp aynı şeyleri başkasına da yapabilir. | Open Subtitles | أجل , إن كان سيساعده للفرار حراً وتلفيق التهمة للآخرين |
Evet eğer bu yüzden salınırsa başkasını da incitebilir. | Open Subtitles | أجل , إن كان سيساعده للفرار حراً وتلفيق التهمة للآخرين |
Evet, şayet bunu uzman bir doktordan almadıysanız, ...başka bir yerlerden temin etmiş olmalısınız. | Open Subtitles | أجل إن لم تحصلي عليه من متخصص طبي فلابد أنه من مكان ما |
Evet, tabii lisedeysen ve sevgilin bir gerzekse. | Open Subtitles | أجل إن كنتِ في المدرسة الثانوية و خليلكِ أحمقاً |
Evet tabi birazdan | Open Subtitles | أجل, إن ملهانا في الواقع لا يتسع للمزيد الآن, و أحتاج منك أن تنتظر لخمس دقائق |
- Öyle mi? - Evet, yanında olmamı istiyorsan- | Open Subtitles | ـ أجل, إن أردتِ البقاء بجانبيّ ـ هل هذه شريحتك؟ |
Evet, saatte 320 kilometre hızla giden bir bisiklete. | Open Subtitles | أجل , إن كانت الدراجة تسير بسرعة مئتان ميل في الساعة |
Evet, şimdi icabına bakmazsa ben onun icabına bakacağım. | Open Subtitles | أجل, إن لم يسيطر على عمله سأسيطر عليه |