Rastgele kamptakilere ateş etmeye başlıyorlar eğlence için. | TED | فيأخذون بإطلاق النيران على السجان من أجل المتعة فحسب |
Eskiden eğlence için dalgıçlık yapan bir sayborg tanırdım. | Open Subtitles | كنت أعرف سايبورغ الذين ذهبت الغوص من أجل المتعة |
Bu eğlence için değil. | Open Subtitles | هذا ليس من أجل المتعة هذا ليس من أجل الإستخدام |
Ve Eğlenmek için öfke patlamasıyla ilgili derslere gidiyorsun öyle mi? | Open Subtitles | و تذهب للمحاضرات عن إثارة غضب فقط من أجل المتعة ؟ |
Eğlenmek için küçük bir kaçamaktı | Open Subtitles | لقد كان شيئا سريا صغيرا عملناه من أجل المتعة |
Onun yerine ucuz bir zevk için boş yere bahis oynamaya gittin. | Open Subtitles | عوضاً عن هذا، كنت تقامر من أجل المتعة الرخيصة لإرضاء لا شيء |
Bir kadını tutku için öldürürsün. | Open Subtitles | أن تقتل أمرأة من أجل المتعة. |
Ve görünen o ki, bunu sırf keyif için yapıyorlar. | Open Subtitles | و يظهر أنهم يفعلوا ذلك فقط من أجل المتعة. |
Araba hırsızlığından, bilirsin eğlence için... | Open Subtitles | أوه , سرقة السيارات , أنت تعرف القيادة من أجل المتعة |
Kazalar, arabalar, eğlence için insanları yaralamak. Sen Jessica'ya dönüşmedin, | Open Subtitles | المال, السيارات, أذية الناس من أجل المتعة |
Kadınlara ve çocuklara kötü davranıyor ve bunu eğlence için yapıyor. | Open Subtitles | إنُه سيء للنساء والأطفال ويفعل ذلك من أجل المتعة |
Bir araya gelip eğlence için bunu yapan bir grup arkadaş. | Open Subtitles | هؤلاء حفنة رجال يحبّون الاجتماع والقيام بهذا من أجل المتعة |
Kral'ın eğlence için bir saray hanımını öldürdüğü söylentisinin yayılması hiç iyi olmazdı. | Open Subtitles | .لن يبدوا الأمر جيّداً إذا مابدأت الشائعاتُ على أنّكَ قتلت سيّدة بلاك من أجل المتعة |
Celtic liderleri adamlarına eğlence için başıyla oynamasına izin verdi. | Open Subtitles | زعماء السلت، سمحوا لرجالهم بركل رأسه من أجل المتعة |
Eğlenmek için neler yapıyorsunuz bakalım? | Open Subtitles | موريل إذاً ماذا تفعلون من أجل المتعة هنا؟ |
Eğlenmek için çektirdğim birşey. | Open Subtitles | أنها مجرد صورة لقد أخذت بعض الصور من أجل المتعة |
Bu eğlenceli. Bunu sadece Eğlenmek için yapmalıyız. | Open Subtitles | هذا ممتع, علينا أن نقوم بذلك من أجل المتعة وحسب |
Sopayı elinde sallarsın Eğlenmek için öğrencilere vurursun | Open Subtitles | ضرب العصا على يده كضرب الطلاب من أجل المتعة |
O zevk için, onun zihin , vücudu ile zevk sağlamak gerekiyor değil. | Open Subtitles | ،وهي بحاجة إلى تحقيق المتعة مع جسدها وليس مع خيالها، من أجل المتعة |
Bazılarının tersine ben zevk için öldürmem. | Open Subtitles | أنا لا أقتل من أجل المتعة على خلاف البعض |
Bir kadını tutku için öldürürsün. | Open Subtitles | أن تقتل أمرأة من أجل المتعة. |
keyif için otobüs durağında oyalanır mısın? | Open Subtitles | هل تطيل البقاء في محطة الحافلات من أجل المتعة |
Hızlı çalışır, eğlencesine ruh yer? | Open Subtitles | , إنها تعمل في المقدمة تأكل الأرواح من أجل المتعة ؟ |