Oğullarının düğünü için karşıdaki daireyi tuttular. | Open Subtitles | لقد أستأجروا الشقة المقابلة من أجل زفاف إبنهم. |
Ama abinin düğünü için geleceksin değil mi? | Open Subtitles | لكنك ستعود من أجل زفاف أخيك ، صحيح؟ |
Gelecek hafta kuzenimin düğünü için Juárez'e gidelim diyeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منه مرافقتي الأسبوع القادم إلى "خوارز" من أجل زفاف قريبتي. |
Hindistan'a o kadar yolu sadece bir düğün için gittiğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أننا قطعنا كل المسافة إلى الهند من أجل زفاف. |
Bir düğün için bu kadar çok mücadele etmemelisin. | Open Subtitles | لا عليكِ أن تقاتلي بكل قوتكِ من أجل زفاف أنتِتقاتلينمن أجلزيجة, |
O kızkardeşimin düğünü için onu saklıyor. | Open Subtitles | إنه يوفر من أجل زفاف أختي |
Edmure Tully'nin düğünü için İkizler'e gidiyor. | Open Subtitles | إنه ذاهب لـ(التوأمان)، من أجل زفاف (إدميور تولي). |
- Barney'nin düğünü için geldik. | Open Subtitles | (نحن هنا من أجل زفاف (بارني |
Ahmed'in düğünü için döndüğün zaman. | Open Subtitles | (عندما عدت من أجل زفاف (أحمد |
düğün için olsa, 50 hatta 100 kilo olur. | Open Subtitles | ،من أجل زفاف يلزم 100 أو حتى 200 رطل |