Yoksa yeni eşi için sizden ayrılacak olan adamın yanına mı? Benden ayrılmayacak. | Open Subtitles | سيدك، الشخص الذي تركك من أجل زوجته الجديدة؟ |
Bu kadar birbirine yakın bir yarışta hem de bir gün kalmışken, adam eşi için sayı kaydetti. | Open Subtitles | أنت تخوض سباقاً متعادلاً ولديك يوم واحد فقط وقد حقق هو قفزة كبيرة من أجل زوجته |
Eminim haklısın. eşi için almamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك على حق لم يأخذها من أجل زوجته |
Lord hazretleri bunu hanımı için Londra'dan almış. | Open Subtitles | هو جلبه من (لندن) من أجل زوجته |
Lord hazretleri bunu hanımı için Londra'dan almış. | Open Subtitles | هو جلبه من (لندن) من أجل زوجته |
Onu bitireceğim ve gelirleri... . ...karısına ve çocuklarına bırakacağım. | Open Subtitles | سنعود إلى هناك و سأتابع هذا الأمر من أجل زوجته و أولاده |
Bu güzel çünkü kızı ve karısı için bir yeri var. | Open Subtitles | و هذا رائع , لأنه يستطيع أن يشتري منزلاً من أجل زوجته و ابنته |
Garanti ederim ki başkan eşi için orada olacak. | Open Subtitles | ستضمنين بأن الرئيس سيظهر من أجل زوجته |
Evet, bu Art'ın karısına benimle seks yaptığını söylemeden önceydi. | Open Subtitles | نعم، حسناً، كان ذلك قبل اتهام آرت لي... بممارسة الجنس معه من أجل زوجته. |
Onun için değil, karısı için girersiniz. | Open Subtitles | لا، ليس من أجله، لكن ستفعل من أجل زوجته. |
Eyalet savcısı size bunu karısı için yapmasının hiçbir nedeni olmadığını, çünkü ayrı olduklarını söyledi. | Open Subtitles | أخبركما المدعي العام ذلك للتو يستحيل أن يكون قد فعل ذلك لــ أجل زوجته لأنهما منفصلان |