Bahsetmedim mi? Yılbaşı yemeği için, evine birkaç arkadaş davet ettim. | Open Subtitles | لقد دعوت بعض الأصدقاء إلى منزلك من أجل عشاء عيد الميلاد |
Anlamsız bir akşam yemeği için geleceğimizi büyük bir riske atamayız. | Open Subtitles | حسنا, من الممكن أن نخاطر بمستقبلنا من أجل عشاء بلا معنى |
Düşündüm de belki doğum günü yemeği için Charlie Amca'ma götürsek iyi olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر ربما من الجيد أن ندعوها لبيت عم تشارلي من أجل عشاء عيد ميلاد جميل |
İyi bir yemek için şehre kaçayım deme sakın, çünkü durmadan çalışıyor olacaksın. | Open Subtitles | ولا تفكّري بالهروب إلى البلدة من أجل عشاء جيد لأنك ستعملين كلّ الوقت |
Kendinle bir yemek için $200 ödedin. | Open Subtitles | . لقد دفعت 200$ من أجل عشاء مع نفسك |
Düşündüm de belki doğum günü yemeği için Charlie amcama götürsek iyi olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر ربما من الجيد أن ندعوها لبيت عم تشارلي من أجل عشاء عيد ميلاد جميل |
İçeri girip garsona, romantik bir sevgililer günü yemeği için bir masa örtüsü ve mum istediğimi söylediğimde, neredeyse ağlayacaktı kadın. | Open Subtitles | و سألتها اذا كان بامكانها اعارتي مفرشا للمائدة و شمعة من أجل عشاء عيد حب رومانسي أعني، لقد كانت على وشك البكاء |
Bölge halkı akşam yemeği için taze sebzeler alıyor. | Open Subtitles | سكان محليين يشترون خضروات طازجة من أجل عشاء الليلة. |
Belki bir gece yemeği için müsait olursun. | Open Subtitles | ربما تكونين متفرغة من أجل عشاء متأخر |
Sevgililer günü yemeği için yine Kırmızı Soğan'da rezervasyon yaptım. | Open Subtitles | إذن، قمت بالحجز المعتاد في مطعم " البصل الأحمر" من أجل عشاء عيد الحب |
Aileme akşam yemeği için bunu eve götürmeliyim. | Open Subtitles | على ان اخذ هذا من أجل عشاء عائلتي |
Ama önce, Eva senin resmi bir aile yemeği için EVA: MARCO'NUN 7 YAŞINDAKİ KIZI - bize gelmeni istiyor. | Open Subtitles | لكن أولاً، تود منك (إيفا) القدوم من أجل عشاء عائلي رسمي |
Luke'un takım yemeği için lazanya yapmam lazım. | Open Subtitles | من أجل عشاء فريق (لوك)، |
Booth'u görmeyeli bayağı oldu. Ben de akşamki yemek için güzel bir bira mayalayayım dedim. | Open Subtitles | لم نرَ (بوث) منذ فترة لذا أردت تخمير جعة رائعة له من أجل عشاء الليلة. |
Ailem bağış toplamak için menüde tavuk ve jambon suyu olan bir akşam yemeği düzenlediğinde bize gelmiştin. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل عشاء مكون من دجاج و حساء الذي قامت به عائلتي ليدعموا الأمر نفسه |