"أجل لقمة" - Traduction Arabe en Turc

• geçinmek için
• kazanıyorsun
• kazanmak için

Orada Flint'te birimiz bile yoktur biz dahil hiç kimse durup düşünen geçinmek için yaptığımız bu iş otomobilleri üretmek muhtemelen kutup buzullarının erimesinin ve bildiğimiz şekliyle uygarlığın sona ermesinin tek başına en büyük nedenidir.
من منا توقف أبدا عن التفكير هذه الأشياء نفعلها من أجل لقمة العيش صناعة السيارات

Sevecekleri şeyi hiç bulamaz, ya da geçinmek için onu icra edemezler.
لا يجدون أبداً هذا الشيئ الذي يحبونه أو يفعلونه من أجل لقمة عيشهم

Benim işim bu değil. Ben geçinmek için şarkı söylüyorum.
لا أفعل هذا ، أنا أفعل هذا من أجل لقمة العيش

Ve sen hayatını insanları eğlendirmek için kendini kilitleyerek kazanıyorsun.
وأنت، تحبس نفسك للترفيه عن الناس من أجل لقمة العيش.

Para kazanıyorsun ama minnet duymuyorsun.
تحصل على قيام بذلك أجل لقمة العيش، وكنت لا نقدر ذلك.

Bu zor bir durum. Hangisi para kazanmak için çalışıyor?
ها هما همىِّ من منهما يعمل من أجل لقمة العيش

Para kazanmak için yaptığım bu, bie nevi Laurence Llewelyn-Bowen.
هذا ما أقوم به من أجل لقمة العيش ، قريباً من لورانس لُوَلَين بوين.

Benim özel antrenörüm yok, ayrıca geçinmek için çalışıyorum.
هذا و بدون مدرب شخصي و أعمل من أجل لقمة العيش

Yani herkes bana bakıyor, çünkü ben geçinmek için yiyecek kamyonu sürüp pirinç köftesi yapan adamım.
لذلك الجميع يتطلع في وجهي لأنني الرجل يقود شاحنة الغذاء ويعد كرات الأرز من أجل لقمة العيش

Vay be, geçinmek için çalışmak da amma zor işmiş.
يا رجل , هذا العمل بالتأكيد كثير جدا من أجل لقمة العيش.

Bu evde kalacaksa geçinmek için çalışmalı.
وإذا أرادت البقى في هذا البيت، يجب أن تعمل من أجل لقمة العيش

geçinmek için çalışmam lazım.
لديّ عمل من أجل لقمة العيش

Hayatını katilleri avlayarak kazanıyorsun.
أنتِ تُطاردين القتلة مِن أجل لقمة العيش.

Bazılarımız para kazanmak için çalışmayı seçiyor.
بعضنا أختار العمل من أجل لقمة العيش بالمناسبة كنت أتكلم عن

Para kazanmak için insanların boğazlarını parçaladığını söylemeye gerek bile yok.
ولا نذكر بأنه يخرج رقاب الناس من أجل لقمة عيشه