Bu kadına yardım etmek için davayı, ailemizi riske atıyorsun. | Open Subtitles | هل ترغبين في أن تعرضي القضية، عائلتنا، للخطر من أجل مساعدة هذه المرأة |
Bu yüzden Rachel'a bu yeni değişimde yardım etmek için, ...Rachel'ın Evine Elveda Partisi düzenliyoruz, ...ve herkes davetli. | Open Subtitles | لذلك من أجل مساعدة ريتشل بيري في الإنتقال لذلك سنقيم حفلة وداع لمنزل ريتشل |
Sadece Gracie ve Charlie'ye yardım etmek için orada değilim. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل مساعدة غرايسي وتشارلي فقط |
Emeğin için. Ne- - Bir arkadaşa yardım etmek için 6$'a ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لـ6 دولار من أجل مساعدة صديق. |
Radyo kanalı, beni Bay Mascarenhas'a yardım etmem için gönderdi. | Open Subtitles | أرسلتني المحطة الإذاعية (من أجل مساعدة السيد (ماسكريناس |
O gün, Barfi'ye yardım etmek için tüm gemileri yaktım. | Open Subtitles | في ذلك اليوم، لم أكترث (لأي شيء أجل مساعدة (بارفي |
Patrona yardım etmek için kumar oynamaya çıktı. | Open Subtitles | إنه يقامر من أجل مساعدة الرئيس. |
Bak, Bram'e yardım etmek için elimden gelen herşeyi yapacağım. | Open Subtitles | أنظري, سأفعل أي شيء من أجل مساعدة برام |
LuthorCorp tarafından haksızlığa uğratılan insanlara yardım etmek için kullanmayı planlıyorum. | Open Subtitles | أخطط لإستعماله من أجل مساعدة الناس المصابين بالنيزك (الذين جنت عليهم (لوثوركورب |
Lana, anneme yardım etmek için göze aldığın onca şeyi bir düşün. | Open Subtitles | لانا)، أنظري إلى كل ما عانيتيه) من أجل مساعدة أمي |
35 YIL ÖNCE Oğluna yardım etmek için yapabilecek her şeyi yaptın insanlara zarar vermesini, hırsızlık yapmasını engelledin. | Open Subtitles | {\fad(1000,1000)}قبل 35 عاماً أعلم بأنّكما قد قمتما بما في وسعكما من أجل مساعدة إبنكما |
Yani bunların hepsi Molly'e yardım etmek için miydi? | Open Subtitles | و هذا من أجل مساعدة (مولي) فحسب؟ |
Yani bunların hepsi Molly'e yardım etmek için miydi? | Open Subtitles | و هذا من أجل مساعدة (مولي) فحسب؟ |
Radyo kanalı, beni Bay Mascarenhas'a yardım etmem için gönderdi. | Open Subtitles | أرسلتني المحطة الإذاعية (من أجل مساعدة السيد (ماسكريناس |