O günden beri kendimi bir konuda sürekli ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | و منذ هذا الحادث و أنا أحاول إقناع نفسي بشيء واحد مراراً و تكراراً |
Senin hakkında endişelenmemek için kendimi ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إقناع نفسي بأن لا أقلق عليك |
Ben de burada, sihirbazın hakkından geldiğime inandırmaya çalışıyorum kendimi. | Open Subtitles | أعني، ها أنا ذا أحاول إقناع نفسي بأنني قضيت على الرجل السحري |
Dört yıldır insanları onu benim öldürmediğime inandırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | قضيت أربع سنوات أحاول إقناع الناس بأني لم أقتلها. |
Neden? Çünkü kendimi onun asıl sorun olduğuna ikna etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لأنني كنت أحاول إقناع نفسي بأنها المشكلة |
Gardner'ı, Başkan'ın demecini hazırlamasına yardımcı olmama ikna etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | (كنت أحاول إقناع (جاردنر .أن يساعدني في كتابة تصريح الرئيس |
Bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً |
Kendimi bir şeye ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أظن أنني أحاول إقناع نفسي بأمر ما |
Ben de yıllardır Will'i tatile çıkmaya ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول إقناع "ويل" بالذهاب في عطلة لسنوات |
Yıllardır Will'i tatile çıkmaya ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول إقناع "ويل" بالذهاب في عطلة لسنوات |
Doyce'u fabrikayı genişletmeye ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إقناع "دويس" بتوسيع المصنع. |
Çinlileri ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إقناع الصينيين |
Türkiye'de bir yel değirmeni çiftliği yapmak için teklif verdik, lokomotif bölümünü satmak için kurulu ikna etmeye çalışıyorum ve Kenneth gerçekten çok zorluyor | Open Subtitles | نحن نخطط على بناء محطة طاقة هوائية في "تركيا"، أنا أحاول إقناع المُجتمعين على بيع القسم المُتحرك، و(كينيث) بدت وكأنها "عصاة بداخل طين" |
"Çünkü Huntington hastası olduğum ve ömrüm yarıya indiği için hayatımı yaşamadığımdan bunun iyi bir şey olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyorum." dediğini sandım. | Open Subtitles | "لأنني أحاول إقناع نفسي أنه لا مشكلة إن لم يكن لدى المرء حياة، لأنني نفسي لا أملك حياةً" "لأنني أجريت الفحص الوراثي لداء هانتنغتون" "واكتشفت أن معدّل حياتي قد نزل إلى النصف" |
Babanı ikna etmeye çalışıyordum. Bask'ta aşçılık kursu almak için mi? | Open Subtitles | إنني أحاول إقناع والدك ، لكي يسجل - في دورة طبخ في مقاطعة "الباسك" ؟ |
Michael'ı güneye gelip yeteneklerini bizimle paylaşması ve saygın fakültemizin en yeni üyesi olması için ikna etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إقناع "مايكل" لإحضار مواهبه إلى الجانب الجنوبي ويصبح العضو الجديد في كليتنا المحترمة. |
Isabella' yı ikna etmeye çalıştım ama onu kandırdı. | Open Subtitles | كنت أحاول إقناع إيزابيلا لكنه كان يخدعها |
Yıllarca kendimi her şeyin bir sebepten dolayı olduğuna kaderimizde beraber olmak yazılmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | قضيت سنوات أحاول إقناع نفسي أن الأشياء تحدث لسبب وأنه لم يكن مقدر لنا أن نرتبط |