Kocam bu kuğuyu severdi. Onu inek sanıyordu. | Open Subtitles | زوجي أحبَ تلك البجعة كان يعتقد إنها بقرة |
Doğru. Piñata'ları çok severdi. | Open Subtitles | هذا صحيح ، طلما أحبَ دمية الحلوى |
Ve Hank "Benim için anlamlısın"ı severdi. | Open Subtitles | و قَد أحبَ (هانك) أُغنيَة "أنتِ مُقدرةٌ لي" (لفرقَة جول) |
Yani, o suçluyu herkesi sevdiği gibi sevmişti. | Open Subtitles | أقولُ، لقد أحبَ ذلكَ المُجرِم كما أحبَ أياً كان |
Köpeği gerçekten sevmişti. | Open Subtitles | لقد أحبَ فعلاً ذلكَ الكلب |
Ve babamda... deney yapmayı severdi. | Open Subtitles | وأبي... أحبَ أن يجرب. |
Babam Francis'i gerçekten çok severdi. | Open Subtitles | لقد أحبَ والدي (فرانسيس) بحق |
O suçluyu sevmişti. | Open Subtitles | لقد أحبَ ذلكَ المُجرِم |
Jubei karısını ve çocuklarını sevmişti. | Open Subtitles | أحبَ جوبيّ زوجته... وأحبَ أطفاله. |