Onun sevdiği adamla yeni evlenmiştin. Karanlıktı. | Open Subtitles | كنتِ تزوجتِ الرجل الذي أحبّته لتوّكِ كان الجوّ مظلماً |
Ama ona başka bir şey teklif edebilirsin sevdiği adam konusundaki cevapları verebilirsin. | Open Subtitles | ،لكن يمكنك تعويضها بشيء مختلف بعض الأجوبة عن الرجل الذي أحبّته |
sevdiği erkeğin düğününe katılan bir kızla ilgili. | Open Subtitles | عن فتاة في حفل زفاف رجل أحبّته |
Aşık olduğu ilk adam olduğumu sonradan öğrendim. | Open Subtitles | اتّضح لاحقاً أنني الرجل الأول الذي أحبّته. |
Çocuğa Erwin adı kondu, ve tüm rahibeler onu sevdi. | Open Subtitles | الطفل جرى تعميده باسم ايروين و قد أحبّته الأخوات جميعهن |
Bu adamı o kadar severdi ki. | Open Subtitles | لقد أحبّته كثيراً |
Ama annen sevmişti onu. | Open Subtitles | ولكنّ أمّك أحبّته |
Onu seven bir babası vardı, o da babasını seviyordu. | Open Subtitles | أبٌّ أحبّها وهي أحبّته أيضاً. |
Öteden beri Nancy'nin sevdiği tek adam bendim. | Open Subtitles | لقد كنتُ دوماً من أحبّته قلبها |
Buradan uzaklaşırken Susan çok sevdiği sokağa bakmıştı. | Open Subtitles | .. أثناء رحيلهم ألقت "سوزان" نظرة على .. الشارع الذي أحبّته كثيراً |
Sihir, annemi Karanlık Olan'a dönüştürdü diğer annemin sevdiği adamı aldı ve şimdi de şimdi de ailemi parçalayacak sanırım. | Open Subtitles | السحر حوّل أمّي إلى القاتم وخطف الرجل الذي أحبّته أمّي الأخرى والآن... أظنّه الآن سيفرّق بين أهلي |
Reggie olmadığı biri gibi davranmışsa insanlara kendini sevdirip, sonra ihanet ettiyse birinin neden çok sevdiği ailesine zarar vermek isteyeceğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | إذا أدّعى (ريجي) بأنّه مثير فذلك يجعل الناس يحبّونه، وبعد ذلك خيانة هؤلاء الناس أستطع أن أفهم سبب الذي جعل الناس أن يؤذوا العائلة التي أحبّته |
sevdiği birisinin ismi buydu. | Open Subtitles | إنه إسمٌ لشخصٍ أحبّته... |
Felaketten önce Pamuk'un gerçekten... sevdiği kişi oydu. | Open Subtitles | هو الذي أحبّته (سنو) فعلاً قبل المأساة |
Bu ona, Aşık olduğu adamı hatırlatacaktı. | Open Subtitles | أنا بمثابة ذِكرى الرجُل الذي أحبّته |
Efsane der ki, Silas'a Aşık olan Qetsiyah isimli bir cadıdan da yardım almış. | Open Subtitles | تفيد الأسطورة بأنّ (سايرس) أقام التعويذة بمساعدة ساحرة أحبّته تدعى (كاتسيا). |
Ama Kaori onu sevdi, bu hoştu. | Open Subtitles | ولكنّ (كاوري) أحبّته كثيراً لذلك لابأس به |
Bir zamanlar Sonny'nin bir annesi vardı onu çok severdi. | Open Subtitles | كان لـ(سوني) أمّاً ذات مرّة. أحبّته حباً جمّاً. |
Ağır ilaçlardan uzak durmaya çalışıyor. Susan onu sevmişti. | Open Subtitles | إنه يحاول البقاء بعيداً عن الأدوية القويّة (لقد أحبّته (سوزان |
/* Biraz serser iolsa da onu seviyordu */ | Open Subtitles | * أحبّته رغم انه سيء * |