"أحبّه" - Traduction Arabe en Turc

    • seviyorum
        
    • sevdiğim
        
    • sevdiğimi
        
    • severim
        
    • Bayıldım
        
    • sevdim
        
    • hoşuma
        
    • sevdiği
        
    • Beğendim
        
    • sevmiyorum
        
    • hoşlanmadım
        
    • bayılıyorum
        
    • hoşlandığım
        
    • Bayılırım
        
    • hoşlanıyorum
        
    Belki onu sevmem için bir neden yok ama seviyorum. Open Subtitles ربّما ليس لديّ سبب لمحبّة ذلك الشاب, إلا أني أحبّه
    Ben son ayarda seviyorum ama sen zamanla oraya çıkarsın. Open Subtitles أحبّه في الوضعية القصوى لكن بإمكانك التدرج وصولاً إلى ذلك
    Ama midendeki kelepçeyi aldırdım ve sevdiğim şirin adam olarak kalmanı sağladım. Open Subtitles لكنّي جعلتهم يفكون ربطة معدتك و يرجعونك إلى الرجل الجميل الذي أحبّه
    Obuanın nesini sevdiğimi artık bilmiyorum tek bildiğim onu sevdiğim. Open Subtitles لا أعلَم حقًا بعد الآن، بإستثناء أنني أعلَم أنني أحبّه.
    Ameliyata girmeliyim, ortopedi ameliyatı bile olsa, ki ortopediyi severim. Open Subtitles أحتاج للمشاركة حتى لو كان في العظام وهو ما أحبّه.
    Buna Bayıldım. 100 milyon papeli var. Open Subtitles أحبّه هي تحصل على 100 مليون ظبي
    Onu seviyorum. Siz onu da diğerleri gibi sanıyorsunuz.. Open Subtitles أنا أحبّه وأنتِ تعتقدين بأنّه مثل الأخرين
    Şimdi, şimdi ise onu seviyorum. umarım benden bahsediyorsun. Open Subtitles والآن، الآن أحبّه أتمنّى بأنّكى تتحدّثى عنّي
    seviyorum ve yardım etmek istiyorum, tek bildiğim bu. Open Subtitles أنا أحبّه وأريد مُساعدته، وهذا كل ما أعرفه
    Bu bir deneme ürünü değil, sadece seviyorum. Open Subtitles إنّه ليس مكان تغيير منتجات أنا أحبّه فقط
    Öyle olmamalı ama seviyorum işte. Open Subtitles أعرف أنّه لا يفترض بي ذلك، ولكنّي أحبّه.
    Ben gerçekten sevdiğim bir şey buldum, beni gerçekten mutlu eden birşey. Open Subtitles لقد وجدت شّيء أحبّه حقا ويجعلني سعيد حقا
    Gerçekten sevdiğim, beni mutlu eden... bir şey buldum ben. Open Subtitles لقد وجدت شّيء أحبّه حقا ويجعلني سعيد حقا
    Şu anda tek sevdiğim yanın, annen. Open Subtitles تعرفين، الشيء الذى أحبّه بك في الوقت الحاضر أمّك.
    Sanırım acı çekmenin benim işim olduğunu hissediyordum. Çünkü acı çekersem, onu ne kadar çok sevdiğimi kanıtlayacaktım. TED ولكنّي أعتقد أنني شعرت أنه كان عملي أن أكون بائسة، لأنه إذا أمكنني أن أكون بائسة، سأثبت كم أحبّه.
    İnsanların tutkularını sevmem ama o tutkuların ürünlerini severim. Open Subtitles ما أحبّه في الإنسان ليس شغفه, بل ما يُنتجه هذه الشغف.
    Danielle, Bayıldım. Open Subtitles دانيل , أنا أحبّه.
    Sadece glutene toleransımın olması dışında, bir de onu hayvan gibi sevdim. Open Subtitles لست أحتمل الغلوتين فحسب بل اللعنة كم أحبّه
    Bilmiyorum ve senin de bilmemen hiç hoşuma gitmiyor. - Ajan Scully, konuş benimle! Open Subtitles أنا لا أعرف، وأنا لا أحبّه بأنّك لا تعرف.
    Ondan böyle bir şeyi istemedim ben. - Donanma askeri olmak, sevdiği tek şeydi. Open Subtitles لم أطلبَ منّه القيام بذلك، البحريّة الشيء الوحيد كان الذي أحبّه
    Oldukça, ama ben Beğendim. Open Subtitles سخيف جدا. أحبّه.
    Olur. Güzel bir cumartesi gününü bankada geçirmekten daha çok hiçbir şeyi sevmiyorum. Open Subtitles لا شيء أحبّه أكثر من حضوري المصرف يوم السبت.
    Ona çekici çağırdığını söylemene rağmen lastiği kontrol etmesinden hoşlanmadım. Open Subtitles أنا، أنا فقط لا أحبّه أن يفحص الإطار بالرغم من أنّكِ أخبرتيه أنّكِ طلبتِ سيارة السحب
    Buraya indiğinde gördüğün herkesin bir hikayesi var bu yüzden metroya bayılıyorum. Open Subtitles هذا ما أحبّه في قطار الأنفاق -هنا في الأسفل ، الجميع لديه قصّة -أنظر
    Ama sigarayı bıraktım diye hoşlandığım her şeyden vaz geçecek değilim. Open Subtitles لكن لا أستطيع التّوقّف عن القيام بكلّ ما أحبّه فقط لأنّني أقلعت عن التّدخين
    Biliyor musunuz, böyle serin gecelerde güzel bir İtalyan şarabına Bayılırım. Open Subtitles أوتدرون ما أحبّه في ليلة باردة؟ هو النبيذ الرائع
    Az önce beni bir atla kıyasladı ama yine de ondan hoşlanıyorum. Open Subtitles قارنني توًّا بــحـصان، لكنّني أحبّه عامّةً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus