"أحب رؤية" - Traduction Arabe en Turc

• görmek hoşuma
• görmeye bayılıyorum
• hoşuma gidiyor
• görmek isterdim
• görmek istiyorum
• seyretmeyi seviyorum
• görmek isterim
• görmeyi seviyorum
• görmeyi çok isterdim

Gençleri hapiste görmek hoşuma gitmiyor. Benim de çocuklarım var.
لا أحب رؤية الشباب فى السجن لدى أطفال أيضاً

Ah, Adamımı yemek yerken görmeye bayılıyorum
أحب رؤية رجلي يأكل

Yaşlandıkça sağlığına dikkat etmemen hoşuma gidiyor.
أحب رؤية رجل يتقدم في السن ويتخلى عن حذره.

Delinmiş kafa, süper, bunu görmek isterdim.
رأس يفتح,رائع أحب رؤية ذلك

Aklımı kaçırdığımı görmek istiyorum. Sen de aklımı kaçırdığımı görmek istemez misin?
و لكن لليلة واحدة , أحب رؤية نفسى أجن و أنت ايضاً؟

Ben sadece havai fişekleri seyretmeyi seviyorum.
إنني فقط أحب رؤية الألعاب الناريه

-O zaman onun kıçına tekmeyi basmalıyım. -Bunu görmek isterim.
سيتوجب علي أن اضربه أحب رؤية ذلك

Afişlerde adımı görmeyi seviyorum.
يا إلهى، كم أحب رؤية إسمي على الملصق

Kuşların esaret altında olduğunu görmek hoşuma gitmiyor ama babam o zaman da gökyüzüne mahkum olacaklarını söylüyor.
لا أحب رؤية الطيور حبيسه لكن أبي يقول أنها دائماً أسيرة قيود السماء

Ağabeyinin seni dövdüğünü görmek hoşuma mı gidiyor sanıyorsun?
هل تعتقدين بأنني أحب رؤية أخيك يضربك؟

Ama ondan önce Heather Chandler'ın bağırsaklarının ağzından gelmesini görmek hoşuma giderdi.
لكن قبل ذلك... أنا أحب رؤية شماع هذر تقيأ أحشائها خارج.

Bu gülüşü görmeye bayılıyorum.
أحب رؤية تلك الإبتسامة.

Bunu görmeye bayılıyorum.
رباه! أحب رؤية هذا

-Raymond'ı böyle görmeye bayılıyorum. -Nasıl?
أحب رؤية (رايموند) هكذا

Seni beklemeye alırım. Işığın kırpışması hoşuma gidiyor.
سأضعك في علي الانتظار فأنا أحب رؤية خط الاتصال يومض

Megan'ın kazandığını görmek isterdim.
أحب رؤية (ميجان) تلتحق بالمدرسة

Çalışmanı görmek isterdim.
أحب رؤية عملك.

Sizi görmek istiyorum ama riske giremem.
أنا أحب رؤية يا رفاق، لكنني لا أريد أن خطر عليه.

Süslenip püslenen çocukların mutluluğunu ve olduklarından daha büyük görünmeye çalışmalarını görmek istiyorum.
أحب رؤية الأطفال متأنقين وسعداء ويحاولون أن يبدو أكبر مما هم عليه.

Parkı seyretmeyi seviyorum.
أحب رؤية المنتزه

- Ben kendimi seyretmeyi seviyorum.
أحب رؤية نفسى

Bunu yapabilirim. Groby'i görmek isterim.
أنا قد أعرفه , أنا أحب رؤية غروبي

Ne sevdiğimi söyleyeyim.Çocukların öğrendiğini görmeyi seviyorum.
سأخبرك ما أود أحب رؤية تعلم الأطفال

Ama dışarıdan yemek ısmarladığını söylediğinde patronunun yüzündeki ifadeyi görmeyi çok isterdim.
لكنني قد أحب رؤية نظرة وجه مديرك