İyileşme ve berraklık ihtiyacı duyduğumda içerim. | Open Subtitles | أحتسيه عندما أحتاج إلى الشفاء، إلى الصفاء |
Sadece şapkaya dokunmadan içerim dedim. | Open Subtitles | قلت بأنه يمكنني أن أحتسيه بدون أن ألمس القبعة |
Öğrenmek için içerim. | Open Subtitles | أحتسيه كي أتعلّم |
Evde ben de bundan içiyorum. | Open Subtitles | هذا الذي أحتسيه في المنزل |
Ben her zaman içiyorum, kardeşim. | Open Subtitles | أحتسيه طوال الوقت، أخى |
Neredeyse sürekli bunu içiyorum. | Open Subtitles | وهذا كل ما أحتسيه |
Ben her zaman arkadaşlarla içerim. | Open Subtitles | كنتُ دوماً أحتسيه مع رفيقي. |
Sonra içmem, şimdi içerim. | Open Subtitles | أحتسيه عقب العملية! |
Oh, hala içiyorum. | Open Subtitles | -لا أزال أحتسيه ! |