nefret ettiğim bir şey varsa, o da nankörlüktür. | Open Subtitles | إذا كان هناك أى شئ أحتقره فهو عدم الوفاء |
Hayatta küçük işlerle uğraşmak dışında nefret ettiğim bir şey yok. | Open Subtitles | أتعلمين، لا يوجد في الحياة ما أحتقره أكثر من النذالة |
Bilmeden nefret ettiğim adama isteklice gidiyorum. | Open Subtitles | وأنا أذهب دون علمي للرجل الذي أحتقره |
O gün geldiğinde, onu küçümsedim. | Open Subtitles | فكنت أحتقره طوال اليوم |
Onu ve ailesini küçümsedim. | Open Subtitles | كنت أحتقره وعائلته |
nefret ettiğim her şeysin sen! | Open Subtitles | أنت كل شيء أنا أحتقره |
Beni nefret ettiğim bir şeye dönüştürdün. | Open Subtitles | لقد حولتني إلى شيء أحتقره. |
Şimdi nefret ettiğim bir adama ait. | Open Subtitles | الان مملوكة لرجل أحتقره |