Suya girmeden birkaç tane taş atın. Yılanları korkutmak için. | Open Subtitles | فلتلقوا بضعة أحجار قبل ذهابكم للسباحة، أعطوا الثعابين إنذاراً عادلاً. |
Yemin ederim, adamı taş ve mineral sergisine götürdüğümü sanıyordum. | Open Subtitles | أقسم بالله بأني ظننت سأوصله إلى معرض أحجار كريمة ومعادن. |
yaratıldı. İnanıyorum ki bunlar gelecekteki barışın yapı taşları. | TED | قد نشؤوا. أعتقد أن هؤلاء هم أحجار البناء للسلام في المستقبل. |
Dünyanın en büyük beyinlerinin yönettiği, gücün dört temel taşı. | Open Subtitles | الأربعة من أحجار الزاوية للقوة يرأسها أعظم عقول فى العالم |
Ay taşlarını ne kadar çok sevdiğini söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر كم أخبرتينى أنكِ تحبين أحجار القمر |
Deli olmalısın." Onun yerine yere doğru eğilir ve beş tane taş alır ve çoban çantasına koyar devamında devle karşılaşmak için dağdan aşağı inmeye başlar. | TED | و بدلا من ذلك ينظر إلى الأرض و يلتقط خمسة أحجار و يضعهم في حقيبته ويبدأ في النزول من على جانب الجبل ليقابل العملاق. |
İşe koyul. Temizlenecek çok taş var. | Open Subtitles | اذهبوا الى العمل يوجد أحجار كثيرة لازاحتها |
Şu çantada 10 bin dolarlık gümüş taş var, abi. | Open Subtitles | ما الذى تقصده بشنطة حلوى ؟ فضه و أحجار كريمه تعادل عشرة آلاف دولار |
Diva Plavalaguna'dan dört taş alacak ve getireceksiniz." | Open Subtitles | وتحصل على أربعة أحجار من المغنية بلافالاجانا وتعيدهم |
Diva Plavalaguna'dan dört taş alacak ve getireceksiniz." | Open Subtitles | وتحصل على أربعة أحجار من المغنية بلافالاجانا وتعيدهم |
Ancak, lastikler Marsilya'nın fazla ısınmış yol taşları ile karşılaşmadan önce, bu genç delikanlıların yüzleşmesi gereken pek çok zorluk var. | Open Subtitles | لكن قبل أن يختبر المطاط أحجار شارع مارسيليا الساخنة هؤلاء الشباب ما زال أمامهم العديد من العقبات للمواجهة. |
Haberleşme taşları protokolünden tamamen haberdar. | Open Subtitles | و هيّ تُدرك تماماً قَوانين أحجار الأتصال. |
Ben çok kötü bir hata yaptım. Ve sonrasında domino taşları devrilmeye başladı. | Open Subtitles | ارتكبتُ خطًأ شنيعاً وبدأ ذلك بإسقاط أحجار الدومينو |
O zamana kadar sokaklarda üzerinde Sonsuzluk taşı'yla dolaşmamak en iyisi. | Open Subtitles | إلىذلكالحين، من الأفضل ألا تجوب الشوارع مرتديا حجرا من أحجار اللانهاية |
Senden zengin mücevheri istedim, bana parlak çakıI taşı mı veriyorsun? | Open Subtitles | أَسْألُ عن أشياء الأغنياء وأنت تعطيني أحجار لامعة ؟ |
Dünya'dan bir adli tıp uzmanı mesela haberleşme taşlarını kullanırsa bahsettiğiniz özel teçhizat olmadan da bu konuda yardımcı olabilir mi? | Open Subtitles | الا يستطيع فريق من الأرض بأستخدام أحجار الأتصال ان يقومو بخدمتنا |
Uygarlığımızın bilgileri üç taşa işlendi. | Open Subtitles | وضعت معرفة حضارتنا بشكل مرمز في ثلاث أحجار |
-Meteor taşlarının ona bu yeteneği verdiğini, düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين أن أحجار النيازك هو ما منحها هذه القدرة |
Çok az kaya, kum taşıyan rüzgarın kesintisiz darbelerine dayanabilir. | Open Subtitles | أحجار قليلة يمكنها مقاومة الهبوب المستمر للرياح المحملة بالرمال. |
Ama yine de bunlar dikkat çekici sözler ve elbette modern dünyanın yapı taşlarından bir tanesi. | Open Subtitles | لكن لاتزال هذه كلمات مميزة وبالتأكيد هى أحد أحجار الأساس للعالم الحديث |
Eskiden okyanus tabanındaki kayalar olan değerli Taşlar vardır. | Open Subtitles | هناك أحجار ثمينة قد بدأت كصخور في قعر المحيط |
Oyun tahtasında tüm taşların esir alındığını hiç gördün mü? | Open Subtitles | ألم ترى أن كل أحجار الطاولة قد تمت محاصرتها؟ |
1 milyon$ 5 tas icin 1.2 milyon$ 5 tas icin | Open Subtitles | من سيتقدم بالعروض سأتقدم بمليون دولار لخمسه أحجار |
Taşlar kristale benziyor. | Open Subtitles | تبدو مصنوعة من أحجار الكريزوليت الشائعة على القمر والمريخ |
Bunun gibi taşlarla ve diğerleriyle koridorlar kapatılacak. | Open Subtitles | انها أحجار مثل هذه, وألاخرى، الطرقالتىسوفيتم غلقها. |
Belki meteor taşının etkileri konusunda deneyimli birine götürebiliriz diyorum. | Open Subtitles | فكرت في أخذ شخص لديه خبره في تأثيرات أحجار النيازك - كلارك - |
- Neden işlenmemiş elmaslar? | Open Subtitles | قالوا أنهم يساوون على الأقل 75.000 دولار لماذا أحجار غير مقطعه؟ |