size bunlardan bahsedeceğim ve bunların nasıl çalıştığını göstereceğim, bunu, insanların nasıl olup da yanlış düşündüğüne ilişkin örnekleri göstererek yapacağım. | TED | وسوف أحدثكم في خلال كل هذه وأعرض كيفية عملهم وإستخراج نتائجهم، فقط خلال عرض الأمثلة لأناس تفهم بعض الأشياء خطأ. |
size bu projenin neyi başlattığını anlatayım. Bu proje arka arkaya gelen kavrayışlarla başladı: | TED | لذا دعوني أحدثكم عن كيف بدأ هذا المشروع. بدأ ذلك المشروع بالاستنتاج التالي : |
Bugün sizinle konuşmak istediğim okyanus, başlı başına ayrı bir hikâye. | TED | المحيط، الذي أريد أن أحدثكم عنه اليوم، هو قصة مختلفة تمامًا. |
Ve sizinle bugünün yeni gücünün ne olduğu konusunu konuşmak istiyorum | TED | وأريد أن أحدثكم عن القوة الحديثة اليوم. |
Ben de sizlere bu önemli anda en çok etkilendiğim kesişme ile ilgili konuşacağım, ki onlarda eğlence ve robotik. | TED | لذلك أود أن أحدثكم هذه الليلة حول تقاطع أجد جُل حماستي وشغفي منصب بهما هذه اللحظة ، وهما الترفيه والروبوتات. |
sizlere bahsetmek istediğim World Peace Game, | TED | و أود أن أحدثكم عن لعبة السلام العالمي هذه. |
Sonra aklıma bir fikir geldi. size bu fikirden söz etmek istiyorum. | TED | وكانت لدي فكرة، وأريد أن أحدثكم عنها لاحقًا. |
Ancak bugün, size mikroyazıcının arkasında yatan hikâyeyi anlatacağım. | TED | اليوم أريد أن أحدثكم عن قصة الطابعة متناهية الصغر. |
Bugün size yaratıcı özgüvenden bahsetmek istiyorum. | TED | أردت أن أحدثكم اليوم عن الثقة الإبداعية |
İşte bugün size bu insanlardan bahsetmek istiyorum. | TED | هؤلاء هم الذين أريد أن أحدثكم عنهم اليوم. |
Bugün, benim aşina olduğum ve size de ne kadar yakın olduğunun farkında olmadığınız zor bir konu hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أحدثكم اليوم عن موضوع صعب مُتعلق بي ومُتعلق بكم أكثر مما تتصورن. |
size çok önemli bir hayvan grubundan bahsetmek istiyorum. | TED | أريد أن أحدثكم عن نوع خاص جدا من الحيوانات. |
Bugün sizinle ölüm öncesi halinde yapılabilecek bazı şeyler hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لهذا ما أريد أن أحدثكم عنه اليوم هو بعض الأمور التى يمكن أن نفعلها فى مرحلة ما قبل الحدث |
Bugün sizinle bu sorun hakkında ve nöroloji bilimi ile bunu nasıl çözebileceğimiz hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أحدثكم اليوم عن هذه المشكلة، وكيف يمكننا إصلاحها بعلم الأعصاب. |
Yani, eğer bir parçacık keşfetmediysem - ki keşfetmedim - neden burada sizinle konuşuyorum? | TED | أعتقد ، اذا لم اكتشف ذلك الجسيم ، ولم أفعل اذا لم اكتشف الجسيم ، لما أنا أحدثكم هنا؟ |
Bütün ömrümü sizinle bunu konuşarak geçirebilirim fakat yapmayacağım çünkü size bir çözüm sunduğumdan emin olmak istiyorum. | TED | يمكنني قضاء وقتي كلّه أحدثكم عن هذا الأمر، لكنني لا أريد ذلك، لأن ما يهمني أن أحدثكم عن حلٍ واحد. |
sizlere şimdi anlatacağım, çok yeni bir şey. Henüz bir proje bile değil. | TED | و مواصلة. ما سوف أحدثكم عنه بعد ذلك هو شيء جديد جدا. و لا يمكن اعتباره مشروعا بعد. |
Bugün sizlere biraz öngörülebilir mantıksızlıktan bahsetmek istiyorum. | TED | أود أن أحدثكم اليوم عن اللاعقلانية التي يمكن التنبؤ بها |
Sizlerle konuşmak istediğim diğer depresyon ve anksiyete sebeplerinden biri de buraya çıkıyor. | TED | ويرتبط ذلك بأحد الأسباب الأخرى للإصابة بالاكتئاب والقلق التي أردت أن أحدثكم عنها. |
Kısaca çözümlerden de söz edeceğim. | TED | وسوف أحدثكم أيضًا باختصار عن بعض الحلول. |