"أحد أسباب" - Traduction Arabe en Turc

    • sebeplerinden biri de
        
    • nedenlerinden biri de
        
    • bir nedeni de
        
    • nedenlerimizden biri
        
    • sebeplerinden birisi
        
    • sebeplerimizden biri
        
    • nedenlerinden biridir
        
    • sebeplerimden biri de
        
    • nedenlerinden birisi de
        
    • bulmamın nedenlerinden biri
        
    • sebeplerimden birisi
        
    • olmalarının bir sebebi
        
    Çünkü benden iyi bir insansın. Seni sevmemin sebeplerinden biri de bu. Open Subtitles هذا لكونك خيرًا منّي، وذلك أحد أسباب عشقي لك.
    Eminim onu bu kadar çok sevmenin sebeplerinden biri de odur. Open Subtitles وأوقن أن هذا أحد أسباب حبّك لها حبًّا جمًّا.
    Antropolojiyi etkileyici bulmamın nedenlerinden biri de olguların sürekli evriliyor olması. Open Subtitles أحد أسباب إعجابي الشديد بعلم الإنسان هو أن الوقائع نفسها تتطور.
    Babamla evlenmesinin bir nedeni de, onun çok koyu olmasıydı. Open Subtitles أحد أسباب زواجها من أبى هو أن أبي شديد السواد
    Bu akşam buluşma nedenlerimizden biri geleceğimizi konuşmak. Open Subtitles أحد أسباب مجيئى هنا اللّيلة... كان لنناقش مستقبلنا.
    Ve Janet bunu duymaktan usandı, yani ayrılmalarının sebeplerinden birisi buydu. Open Subtitles وجانت تعبت من سماع هذا الكلام ,لذا كان هذا أحد أسباب إنفصالهم
    Amerika'dan taşınma sebeplerimizden biri şiddetten uzaklaşmaktı. Open Subtitles أحد أسباب إبتعادنا عن الولايات المتحدة...
    Ortakların finansal sorumlulukları şirketin iflasındaki nedenlerinden biridir. Open Subtitles إن الالتزامات المالية تجاه الشركاء هي أحد أسباب إفلاس الشركة
    İdareyi bırakma sebeplerimden biri de bu, dağıldığımı sansın diye. Open Subtitles هذا أحد أسباب تنحيي عن منصبي , كي يعتقد بأنني أنهار
    Bu gün buraya gelip konuşmamın nedenlerinden birisi de -- samimi olarak, kendimi düşünerek-- size içimi dökerek, yazılmış bütün bu kitapların sorunsuz bir zihinden kaynaklanmadığını söylemek. TED لذلك أحد أسباب التي دعتني الى هنا لأتكلم عن هذا اليوم هو -- بصراحة و بأنانية -- أن أزيح عنى هذا العبء و أجعله معروفا أن الذى كتب هذه الكتب ليس بالعقل الغير مضطرب.
    Burada olmamın sebeplerinden biri de, o piç kurusu. Open Subtitles هذا الوغد هو أحد أسباب وجودي هنا
    Yardım için sana gelmemin sebeplerinden biri de bu. Open Subtitles هذا أحد أسباب أني لجأت لكِ في هذا
    Uzun süre baygın olma sebeplerinden biri de bu. Open Subtitles إنها أحد أسباب غيابك عن الوعي لوقت طويل
    Antropolojiyi etkileyici bulmamın nedenlerinden biri de olguların sürekli evriliyor olması. Open Subtitles أحد أسباب إعجابي الشديد بعلم الإنسان هو أن الوقائع نفسها تتطور.
    Harekete geçmememizin nedenlerinden biri de çoğu zaman çaresiz hissetmemiz zira. TED إن أحد أسباب وقوفنا مكتوفي اليدين هو شعورنا الطاغي بالعجز.
    Babamla evlenmesinin bir nedeni de onun çok koyu olmasıydı. Open Subtitles أحد أسباب زواجها من أبى هو أن أبي شديد السواد
    Doğru, kesinlikle, Lockhart/Gardner'dan ayrılma nedenlerimizden biri de, ...çok fazla büyümesi ve müvekkillerinin görüşlerini kaybetmesiydi. Open Subtitles صحيح، بالضّبط، أحد أسباب مغادرتنا شركة (لـوكهرت وجاردنر)، أنّها صارت كبيرة،
    Seni önermesinin sebeplerinden birisi de bu. Open Subtitles الذي هو أحد أسباب وصايته بك
    Ayrılma sebeplerimizden biri de buydu. Open Subtitles -و هذا أحد أسباب أنفصالنا عن بعض .
    Bu güçlü silahı tam zamanında harekete geçirme ihtiyacı peygamber devesi karidesinin karmaşık menzil bulma yeteneğini geliştirme nedenlerinden biridir. Open Subtitles الحاجة إلى نشر هذا السلاح الهائل على وجه التحديد أحد أسباب تطوّر روبيان السرعوف مدى قدرتهم المعقدة على الكشف.
    Seni beğenme sebeplerimden biri de bu. Open Subtitles إسترخي إنه أحد أسباب إعجابي بكِ
    Geri kalmanızın nedenlerinden birisi de bu. Open Subtitles هذا أحد أسباب تخلّف بلدك
    Ona aşık olma sebeplerimden birisi de budur. Open Subtitles هذا أحد أسباب وقوعي في حبّها.
    Gamma-ışını patlamalarının inanılmaz derecede parlak olmalarının bir sebebi de muazzam bir güçle uzayın çok küçük bir kısmına odaklanmalarıdır. Open Subtitles أحد أسباب أن إنفجارات جاما تبرق بشكل لا يصدق أنها تمتص كمية كبيرة من الطاقة وبعدها تركز هذه الطاقة في جزء صغير جدا من السماء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus