"أحد زملائي" - Traduction Arabe en Turc

    • arkadaşlarımdan biri
        
    • meslektaşlarımdan biri
        
    • arkadaşlarımdan birinin
        
    • arkadaşlarımdan birini
        
    • meslektaşımdan
        
    • alandaki bazı arkadaşlarımla
        
    • bir meslektaşım
        
    • bir meslektaşımın
        
    Evet. İş arkadaşlarımdan biri o gece beni ziyaret etmişti kesinlikle hatırlıyorum. Open Subtitles صحيح ، أحد زملائي صادف وأنه زارني في ذلك اليوم
    7 gün önce komando arkadaşlarımdan biri ailesiyle beraber bir seyyar mayın saldırısıyla öldürüldü. Open Subtitles قبل سبعة أيام ، أحد زملائي الحراس تم قتله بواسطة لغم جوال ، هو و أفراد عائلته
    meslektaşlarımdan biri, neyin özel olduğunu öğrenmek için bu bölgelere ayrıntılı olarak bakmayı başardı, bakmasının bir sonucu olarak, özel bir harf dizisinin varlığını buldu, 13 baz çifti, buna bir motif diyoruz, bir sıcak nokta bölgesi için bir tür imza ya da bir sinyal. Open Subtitles استطاع أحد زملائي أن ينظر بتمعن ليحاول اكتشاف الشيء المميز في هذه المناطق و نتيجة لذلك وجد أن هناك تتابع معين للحروف
    İş arkadaşlarımdan birinin hayatı 1966'daki Çin Kültürel Devrimi sonrasında alt üst olmuş. TED أحد زملائي قلبت حياته تمامًا كنتيجة للثورة الثقافية الصينية عام 1966.
    Mahkumlardan birini, arkadaşlarımdan birini, hasta yatağından ölümüne kadar izledim. Diyebilirim ki, hiç de hoş bir şey değildi. TED الآن،تصادف أنني كنت ألاحق أحد زملائي السجناء، وأحد من أصدقائي، من سرير مرضه حتى الموت، ويمكن أن أقول لكم أنه لم يكن شيء جميل على الإطلاق.
    Jensen ve diğerlerini tutuklayıp hapse tıkan meslektaşımdan biliyorum. Open Subtitles كان أحد زملائي هو ضابط الاعتقال الذي اعتقل "غينسون" وأخرين معه.
    Bak, alandaki bazı arkadaşlarımla konuşayım. Open Subtitles استمعي، دعيني أتحدث إلى أحد زملائي في المهنة
    bir meslektaşım gelecekti... ama yaralandı. Open Subtitles كان من المفترض أن يأتي أحد زملائي لكنه جرح نفسه
    2009’a geri dönmemiz gerek bir meslektaşımın iyi bir fikir bulduğu zamana. TED كيف وصلنا إلى هناك؟ علينا أن نعود بالزمن إلى 2009، عندما امتلك أحد زملائي فكرة رائعة.
    İş arkadaşlarımdan biri öldü de bugün. Open Subtitles الأمر فقط.. أحد زملائي بالعمل توفي اليوم
    Bir diğer gün iş arkadaşlarımdan biri dosyayı PDF olarak kaydedip kaydedemeyeceğimi sordu. Ben de "Evet, tabii ki." dedim ve o da, "Dehşet verici." TED ذات يوم، سألني أحد زملائي بالعمل إن كان بإمكاني حفظ ملف على صيغة: PDF، فأجبته: "حسنا، بالطبع، "فقال، "رائع".
    Tabii yanlarında ben veya arkadaşlarımdan biri mevcut bulunduğu sürece. Open Subtitles -لا بأس بهذا ، بشرط أنني أو أحد زملائي يكون حاضراً طوال الوقت
    Wennerström Şirketi'yle ilgili eski okul arkadaşlarımdan biri bana bir ipucu verdi. Open Subtitles أحد زملائي القدامى أعطاني طرفٌ مستدق على شركة (وينرسترم)
    Örnek olarak, meslektaşlarımdan biri olan Robert ile konuşuyordum, kendisi bir kanserbilimci, bana şöyle dedi: "Sandrine, dediğin çok şaşırtıcı. TED مثلا، كنت أتحدث مع أحد زملائي و هو روبرت، و يعمل طبيب أورام، وقال لي، "ساندرين، هذا أمر محيّر.
    Tam çocuğun doktorları acaba hangi metabolik panel ya da kan testlerini yapsak diye şekilden şekle girerken, meslektaşlarımdan biri, sesli bir şekilde sordu: ''Aç olabileceği aklınıza hiç geliyor mu?'' TED بينما الأطباء يتساءلون أي اللوحات الأيضية وأي فحص دم يجرون للمريض، أحد زملائي سأل بصوت عالي هل تعتقد بأنه ربما يكون جائعاً؟
    Bunu bir süredir yapmaya devam ediyordum ki birlikte çalıştığım araştırmacı arkadaşlarımdan birinin, bunu bunca zamandır birlikte yaptığım arkadaşlarımdan birinin, iddialara göre seri tecavüzcü olduğunu keşfettim. TED وكنت قد واظبت على هذا البحث لفترة عندما اكتشفت أن أحد زملائي الباحثين، الذي شاركني في البحث طوال تلك الفترة، قد زعم عنه بأنه مغتصب متسلسل.
    O boşluk için asistan arkadaşlarımdan birini seçmem gerekiyor. Open Subtitles {\pos(194,215)}عليّ أن أختارَ أحد زملائي المقيمينَ في هذا المكان
    Frances, Goldman'daki arkadaşlarımdan birini sanırım tanıyorsun. Open Subtitles فرانسيس)، أظن أنك تعرفين) (أحد زملائي في (جولدمان
    Danny, beyninde az miktarda kan var o yüzden bir meslektaşımdan filmlerine bakmasını isteyeceğim. Open Subtitles (داني), لديك القليل من الدم في دماغك، لذا سأجعل أحد زملائي
    Bak, alandaki bazı arkadaşlarımla konuşayım. Open Subtitles استمعي، دعيني أتحدث إلى أحد زملائي في المهنة
    bir meslektaşım buna, ''müebbet cezayı bir kerede 30 gün yatmak'' der. TED أحد زملائي يُسمي ذلك "تقضية عقوبة مدى الحياة مقسمة لـ30 يومًا في المرة."
    Muhtemelen kardeşiniz size daha anlatmamıştır, Miss Austen, ama bir meslektaşımın yüksek mevkilerde hastaları var. Open Subtitles ربما لم يخبرك أخوك بهذا ,آنسة أوستن لكن أحد زملائي لديه مرضى من أصحاب المراكز الهامة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus