On bir ay önce bir hastamız vardı ama polise ihbarda bulunmadı. | Open Subtitles | كان لدينا عميلة منذ أحد عشر شهرًا ولم تبلغ عن الاعتداء ابدًا |
Şu anda On bir dil çiftine erişimimiz var. | TED | وحاليا نحن لدينا مدخل إلى أحد عشر زوج من اللغات. |
Takımınız, On bir ayrı minyatür boyutta tutsak kalıyor. | TED | الآن، فريقك محاصر في أحد عشر بعدًا مصغرًا منفصلًا. |
Sen yılın On bir ayı zekisin. İyi bir iş kadını. Başarılı. | Open Subtitles | أحد عشر شهراً في السنة تكونين سيدة أعمال ذكية جيدة ناجحة |
Senin yüz kilogramlığının değeri onbeş milyon dolar... senin hiçbir parçasını alamayacağın... onbir milyon falan fiyat artışı sözkonusu. | Open Subtitles | لذا الآن قنطاركَ يساوي خمسة عشرَ مليون دولار وسوف يصل إلى أحد عشر مليون وسوف تخسر كثيراً |
On bir, bir. 11'inci bap, birinci mısra. | Open Subtitles | أحد عشر واحد. الفصل الحادى عشر ، الآية واحد. |
- Üç, beş, iki, beş, yetmiş bir, On bir. | Open Subtitles | خمسة.. إثنان وعشرون أربعة وسبعون.. أحد عشر |
¢Ü On bir kavalcı üfler on efendi zıplar ¢Ü | Open Subtitles | ¢ أحد عشر بالمزامير الأنابيب عشرة أمراء و¢ القفز |
On bir yıl geçmesine rağmen, yine o hale düşmediğimden emin olmak için hâlâ buradalar. | Open Subtitles | أحد عشر عاماً، وما زالوا هنا للتأكد من أنني لن أسقط مُجدداً |
Bir, iki, üç, dört On bir, on iki, on üç... | Open Subtitles | واحد, اثنان, ثلاثة, أربعة, خمسة... أحد عشر, اثني عشر, ثلاثة عشر... |
Sana tamir edilmesi için on iki tank verdim, fakat sadece On bir tane görüyorum. | Open Subtitles | أعطيتك إثنتا عشر دبابة لإصلاحهم لكنني أرى أحد عشر فقط |
On bir surat, hepsi sendin. Sen On Birinci Doktor'sun. | Open Subtitles | أحد عشر وجهاً، كلّهم أنت أنت الدكتور الحادي عشر |
On bir kitap yazıp birçok prestijli ödül kazandıktan sonra bile, Maya Angelou kendi başarılarını gerçekten hak etmediği konusunda şüpheye düştü. | TED | حتى بعد كتابتها أحد عشر كتاباً وفوزها بعدة جوائز رفيعة، لم تستطع مايا أنجيلو الهروب من الشكّ المستمر بأنها لا تستحق ما وصلت إليه. |
On bir on iki, on üç. | Open Subtitles | ...أحد عشر ...إثنى عشر... ثلاثة عشر ماذا حدث ؟ |
Sekiz, dokuz, on, On bir, on iki, on üç, on dört- | Open Subtitles | ثمانية, تسعة, عشرة, أحد عشر, إثني عشر, تلاثة عشر, أرعة عشر-- |
On bir yıldır aralıksız. | Open Subtitles | منذ أحد عشر عاما و دون أي انقطاع |
On bir santimetre çapında. Hiç bozulmamış. | Open Subtitles | أحد عشر سنتيمتر ه، سليمه بالكامل. |
Bu ona, On bir saniye daha verir. | Open Subtitles | و ذلك يعنى حوالى أحد عشر ثانية |
Bir, iki, üç... dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, On bir... on iki, on üç. | Open Subtitles | واحد , اثنان , ثلاثة , أربعة" "خمسة , ستة سبعة , ثمانية, تسعة , عشرة" "أحد عشر , اثنا عشر |
Ama siz onbir yıldır onları kilitliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | لكنك تغلق عليهم الباب منذ أحد عشر عاماً، أليس كذلك؟ |
Onurlu Britanyalı olsa bile, bir onbir'in Şövalye olması... | Open Subtitles | بالرغم من انه بريطاني فخري ولكن أن يصبح أحد عشر فارساً فهذا |