"أحذيتهم" - Traduction Arabe en Turc

    • ayakkabılarını
        
    • ayakkabıları
        
    • ayakkabılarının
        
    • ayakkabılarına
        
    • ayakkabı
        
    • ayakkabılarından
        
    Tuhaftır ki katılımcılara odaya girmeden önce ayakkabılarını çıkartmaları söylenene kadar ani bir değişime rastlanmamış. TED ومن الغريب تماماً، لم يسجل أي تغيير مباشر لغاية الطلب من المشاركين نزع أحذيتهم قبل دخولهم القاعة.
    İnsanlar her yerde o batasıca ayakkabılarını giymeseler olmaz mı? Open Subtitles أيجب على الناس إرتداء أحذيتهم الملعونة في كل مكان؟
    Bu insanlar, büyük ihtimalle ayakkabılarını bile kendileri bağlamıyor. Open Subtitles هؤلاء الناس لا يعلمون كيف يربطون أحذيتهم
    Saçları kurdeleli, ayakkabıları ışıl ışıl. Open Subtitles لديهم أشرطة في الشعر و الكثير من اللمعان على أحذيتهم. يعتقدون أن هناك آيس كريم
    Yani evet, ayakkabılarının minicik olması çok tatlı... ama bunun dışında, o uzatarak konuşmaları da nedir? Open Subtitles أعني، أجل من الظريف أن أحذيتهم صغيره حقاً لكن ماذا غير ذلك؟
    BayıIırlar buna. Ben ise onlara çiçek alıp ayakkabılarına iltifat ediyordum. Open Subtitles و أنا كنت أضيع وقتى فى شراء الزهور و مدح أحذيتهم
    Aynı Müslümanların camiye girmeden önce ayakkabılarını çıkarmaları gibi. Open Subtitles مثلما يخلعون المسلمون أحذيتهم قبل دخول المسجد
    Bana haftasonu cezası verebilirler. Yine de ayakkabılarını cilalamayacağım! Open Subtitles بإمكانهم أن يحتجزوني في الاجازة الأسبوعية، لكني مازلتُ مُصراً على عدم القيام بتلميع أحذيتهم
    Biri onlara emir vermezse ayakkabılarını nasıI bağlayacaklarını bile bilemezler diye düşünürdüm. Open Subtitles كنت أعتقد أنهم لا يعرفوا كيف يربطوا أحذيتهم إذا لم يعطيهم أحد أشارة البدء
    ayakkabılarını giyip giymediklerini kontrol et. Tabanları kızaracak. Open Subtitles تأكدى من أن يرتدوا أحذيتهم سوف يحرقون أرجلهم
    Şimdi insanlar bovling oynarken, oraya bakarlar bizde şuradaki ayakkabılarını çalabiliriz. Open Subtitles اذاً، بينما يلعب الناس البولينغ فهم ينظرون الى هنا نستطيع سرقة أحذيتهم الموضوعة هنا
    Bartowski söylemezse bu embesiller ayakkabılarını bile bağlayamaz. Open Subtitles لا أحد من البلهاء الآخرون يستطيعوا حتى ربط أحذيتهم
    Sekiz saat boyunca ayakkabılarını seyredip yine de iyi vakit geçirebilirler. Open Subtitles يمكنهم النظر إلى أحذيتهم لثمان ساعات ولا يملون من ذلك
    Sahip olduğum tek iş bir kaç ufaklığa altına kirletmemeleri ve ayakkabılarını nasıl bağlayacakları! Open Subtitles ،عملي الوحيد هنا هو تدريس مخاطيين كيف يربطون أحذيتهم
    İnan bana, çocuklara ayakkabılarını kendi başlarına nasıl bağlayacaklarını öğretebileceğin bir iş bile bulamazsın. Open Subtitles ثقي بي , لن تكوني قادرة على الحصول على وظيفة تعليم الأولاد كيف يقومون بربط أحذيتهم
    Bir tedirginlik duyuyorsan eğer, aşağıda bir sürü ayakkabılarını cilalatan polis var. Open Subtitles لو قلِقة,هناك مجموعة من رجال الشرطة في الأسفل يُلمِعون أحذيتهم
    Bunun nasıl bir şey olduğu hakkında en ufak bir fikrin var mı? Kadınları partinde ağırlıyorsun sonrasında ayak ölçülerini alıp ayakkabılarını giydiriyorsun. Open Subtitles أعني، في لحظة، كنتِ تدعين إمرأة لمنزلك، و الآخرى تقيسين لهم أحذيتهم و تناسقيها لهم.
    Saçları kurdeleli, ayakkabıları ışıl ışıl. Open Subtitles لديهم أشرطة في الشعر و الكثير من اللمعان على أحذيتهم .. يعتقدون أن هناك آيس كريم
    Jomon halkı ayakkabıları çalınsa ağlar mıydı? Open Subtitles هل كان الناس في جومون يبكون عند سرقة أحذيتهم ؟
    Yetişkinler ayakkabılarının içine isimlerini yazmazlar, demek ki bunlar bir çocuğa ait. Open Subtitles البالغون لا يقومون بكتابة أسمائهم بداخل أحذيتهم لذا، فهذه تعود لطفل
    İşadamları ve bankacılar, ayakkabılarına kusmuşsunuz gibi oluyorlardı eğer ki sıradan insanlar için bilgisayarlar hakkında ilgilerini çekmeye çalışırsanız. Open Subtitles رجال الأعمال والمصرفيون يتخيلون وكأنك تقيأت على أحذيتهم حين حاول اثارة اهتمامهم بالكمببيوترات للناس العاديين
    Güvenilir bir yer bulduktan sonra ayakkabı ve dış kıyafetlerini çıkarmalı, maruz kalan cildi yıkamalı ve maruz kalan kıyafetleri kendilerinden uzağa saklamalılar. TED بعد العثور على مكان آمن، يجب عليهم إزالة أحذيتهم والطبقات الخارجية، يغسل أي جلد مكشوف، وتخزين الملابس الملوثة بعيدًا.
    Onları da aratıyorum ama sadece ayakkabılarından kan alabildim. Open Subtitles أنا أقوم بفحصهم أيضاً لكن لدي فقط دماء من أحذيتهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus