"أحرقنا" - Traduction Arabe en Turc

• yaktık
• yaktığımızda
• attı
• yakmışız
• yakmıştık
• yaktığımız

Onlar dünyanın en büyük pizzasını yaptı. Biz de gidip onların belediye binasını yaktık.
هم صنعوا أكبر بيتزا في العالم ونحن أحرقنا قاعة مدينتهم

Mesela, 'bu arada, birini canlı canlı yaktık.' - Evet.
في طريقنا للعودة، مثل بالمناسبة، لقد أحرقنا شخص ما و هو حي؟

Geri kalanları yaktık. Düğmeleri, yukarı doğa yakasındaki aptal bir ceketin hayatını kurtardı.
لقد أحرقنا البقايا ، أزرارها أنقذت حياة معطف من جانبه الأيسر الظاهر

Bebeği yaktığımızda çok geç kalmıştık.
وبمرور الوقت بعدما أحرقنا الدمية، قد فات الأوان

Sanırım sigorta attı.
أعتقد أننا أحرقنا الفيوز أَو شيء من ذلك.

Yanlış eldeki parmakları yakmışız.
أحرقنا الأصابع على اليد الخطأ.

Hatırlıyorum bir keresinde bütün ağaçları yakmıştık.
أحرقنا أشجارا كاملة

Onun ruhunu kan ve ateş ile yok ettik. Sonra bedenini yaktık ki ruhu bir daha gezemesin.
طردنا روحها بالدماء والنار''، ''ثم أحرقنا جثتها كي لا تقوم روحها أبداً

Çocuk dışındakileri yaktık ve şişman adam ona iş verdiğini söyledi.
لقد أحرقنا ذلك الفتى بحروق سيئة حقاً، وقال لنا أن ذلك السمين هو الذي أسند إليه المهمة.

Yani korkuluk hala hayatta ve biz benim maketi boşuna yaktık.
إذَا, الفزّاعة ما زالت على قيد الحياة؟ و لقد أحرقنا الديكور من أجل لا شيئ؟

O işi dediğin gibi yaktık.
أحرقنا تلك المهمة ، مثلما قلت تماماً

İmkansız. Bütün sincapları yaktık.
مستحيل، لقد أحرقنا كل سناجب الغوفر

Ama biz o büyüyü üç yıl önce yaktık.
لكننا أحرقنا التعويذة منذ ثلاثة أعوام

Al, biz kendi evimizi kendimiz yaktık.
الـ, لقد أحرقنا منزلنا بإرادتنا

Ayrıca böyle olmasa bile biz kemiklerini yaktık Bobby.
بالإضافة إلى ذلك ولو لم يكن ذلك فقد أحرقنا عظامك "بوبي"

Aynen öyle, o yüzden tasmalarımızı da yaktık dostum!
أجل، لهذا أحرقنا أطواقنا يا رجل

Yangında öğrencilerinden kaç tanesini yaktık?
كم من طلبتكم العسكريين أحرقنا في النار؟

Adamın evini yaktık.
تذكروا لقد أحرقنا منزله

- Henry. Henry'i yaktık.
لقد أحرقنا هنري

Bebeği yaktığımızda çok geç kalmıştık.
عندما أحرقنا الدمية كان قد فات الأوان

Sigorta attı.
أعتقد أننا أحرقنا الفتيل

Colby öldü millet. Yanlış eldeki parmakları yakmışız.
لقد مات (كولبي) يا رفاق، أحرقنا الأصابع على اليد الخطأ.

Geçenki yetimhaneni yakmıştık Garland.
لقد أحرقنا ملجئك السابق (غارلاند)

yaktığımız onca kaloriden sonra, bence gösterişli bir restoranda koca bir öğle yemeğini hak ediyoruz.
بعد أن أحرقنا كل هذه السعرات الحرارية، أرى أنّنا نستحقّ غداء ضخم في مطعم فاخر.