Boğazını keseceğim onun. Oraya geleceğim, bağırsaklarını söküp boğazına tıkacağım! | Open Subtitles | سوف أقطع رقبته ، سوف أخرج أحشائه من قصبته الهوائية |
Askerler yaratığı yakalayacak, cerrah bağırsaklarını çıkaracak sen de zehirli kısımları buraya getireceksin. | Open Subtitles | الجنود سيمسكون بالفضائي و الجراح سيخرج أحشائه وأنت ستُهربُ الأجزاء السامة إلى هنا |
O zaman karnına özefagus yırtığına neden olmuş bir dirsek darbesi almış olabilir. | Open Subtitles | ثم تلقى ضربة بالكوع الى أحشائه و التي تسببت بتمزق في المريء |
Bağırsakları diş macunu tüpü gibi götünden çıkana kadar ezildi. | Open Subtitles | يُهْرَس حتى خرجت أحشائه من مؤخرته مثل أنبوب معجون الأسنان |
Birkaç hafta önce, midesinde mermi olan bir adam değildim. Sadece hukuk öğrencisiydim. | Open Subtitles | من أسابيع قليلة مضت لم أكن الرجل المصاب برصاصة فى أحشائه |
Devemizin karnını yarmalı ve iç organlarında korunmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا فتح معدة الجمل و نجلس في أحشائه |
Önce hayalarından vuruldu sonra da Midesinden. | Open Subtitles | أصيب بطلقٍ ناريّ في خصيتيه ومن ثمّ في أحشائه .. |
Ayı saldırısına ilk kim uğrayacak, iç organlarının yırtılması nasıl hissettirir gibi şeyler. | Open Subtitles | ، و من سيُهاجم من قبل دبٍّ أولاً . و ماهو شعور من تنزع أحشائه |
Akbabalar gözlerini oyarken ve bağırsaklarından ziyafet çekerken, | Open Subtitles | عندما تقتلع النسور عينيه ويتمتعوا بوليمة على أحشائه |
Tabii, birisi tüm parasını almak için bağırsaklarını deşmedikçe! | Open Subtitles | هذا إن لم يقم شخصٌ ما بقطع أحشائه للاستيلاء على كل الأموال التي بداخله. |
Ve arkamda duran her kimse kendi bağırsaklarını incelemek üzere. | Open Subtitles | وربما أضيف مهما يكن من خلفي فهو على وشك دراسة أحشائه |
bağırsaklarını deştiğin, gırtlağını kestiğin ve ellerinle öldürdüğün kendi babandı. | Open Subtitles | طعنت أحشائه ، وقطعت رقبته ودفعت السيف من خلاله وتلاعبت يه الإبنة تقتل والدها الحقيقي |
Zenciler bağırsaklarını patlatmış, cesede dokuz parmak tutturmuşlar. | Open Subtitles | لقد انتزعوا أحشائه الزنوج وجعلوه يحمل تسعة أصابع |
Derisini yüzüp, bağırsaklarını yemeğime katmakla tehdit etti o zaman onu yediğimi bilmezmişim. | Open Subtitles | كان يُهدد بسلخه حيّا ويخلط أحشائه في طعاميّ كي لا أعرف أبداً أنني أكله. |
Sör Loras karnına kılıç batma hastalığından ölüp gidebilir. | Open Subtitles | سيواجه سيد لوراس ميتة فظيعة حينما يغرس سيفه في أحشائه. |
Sör Loras karnına kılıç batma hastalığından ölüp gidebilir. | Open Subtitles | سيواجه سيد لوراس ميتة فظيعة حينما يغرس سيفه في أحشائه. |
Beni takip eden son adamın karnına hançer saplamıştım. | Open Subtitles | آخر رجل لاحقني انتهى أمره بخنجر في أحشائه |
Benevento Katedralinin kapısında onu tekrar görüyoruz... bu kez Bağırsakları deşilmiş durumda. | Open Subtitles | هنا نراه أيضاً على عتبة أبواب كاثدرائية بينيفينتو وهذه المرة نرى أحشائه فد بُقرت |
Vahşice dövülmüş, Bağırsakları deşilmiş. - Adamları öldürülmüş. | Open Subtitles | ضربه بوحشية، وانتزع أحشائه كحيوان رجاله تم قتلهم |
Şirket affetmeye hazır evet, cebinde para ve midesinde... ekmek isteyen herkesi işe yeniden almaya hazır. | Open Subtitles | الشركة مستعدة لمسامحة نعم و إعادة تعيين أي رجل يتوق لمال في جيبه و خبز في أحشائه |
Bir samuray onurunu korumak için kılıcıyla kendi karnını deştiğinde onu öldüren şey kılıcının açtığı yara olmaz. | Open Subtitles | عندما يقوم الساموراي بطعن أحشائه بسيفه الخاص حفاظاً على شرفه، لا يكون الجرح مسئولاً عن قتله. |
Midesinden vurulmuş, Elam. | Open Subtitles | لقد اخترقت الرصاصة أحشائه |
Üstünde oturduğum herifin iç organlarının dağıldığını hissedebiliyordum. | Open Subtitles | الرجل الذي جلست عليه شعرت بخروج أحشائه |
Akbabalar gözlerini oyarken ve bağırsaklarından ziyafet çekerken, canlı olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد حيًّا عندما تقتلع النسور عينيه وتولم على أحشائه |
Tahammül edemediğim şey pis, ayyaş ve yaşlı sokak serserilerinin adi babalarının şarkılarını söylemeleriydi "blerp blerp" yaparak karınlarında çürümüş bir orkestra varmışçasına. | Open Subtitles | منظر واحد لا أطيق أن أراه وهو منظر عجوز سكّير قذر يعوي بأغنيات أجداده القذرة ويتجشؤ كما لو كانت هناك أوركسترا قذرة تعزف من أحشائه |