Kalplerimiz hızla çarparken, ormanın içine koştuk. Ama atları hızlıydı. | Open Subtitles | وقلوبنا تنبض بسرعة ، فررنا نحو الغابة لكن أحصنتهم كانت سريعة |
Polis Departmanında ata binen polislerin atları sağlıklı tutmakla ilgili sorun yaşadıklarını duydum. | Open Subtitles | قيل ليّ إن قسم الشرطه يواجه مشاكل بالمُحافظه على أحصنتهم |
Ben kahraman kekimi yerken onların atları boğuluyormuş. | Open Subtitles | بينما كنت أتناول كعكة البطولية كانت أحصنتهم تغرق |
Polis Merkezi'nin, süvarilerin atlarını sağlıklı tutmak konusunda sorun yaşadığını duydum. | Open Subtitles | قيل ليّ إن قسم الشرطه يواجه مشاكل بالمُحافظه على أحصنتهم |
Arkadaşlarımıza atlarını ödünç alabilir miyiz diye sordum. | Open Subtitles | طلبت من أصدقائنا أنّ نستعير أحصنتهم. |
O ölürken onlar da atlarının üstünde oturmuş onu izliyormuş. | Open Subtitles | وكانوا فقط على متن أحصنتهم يشاهدونه وهو يلفظ آخر أنفاسه |
Eğer gerekirse bütün kabilesinin 40.000 adamının, hatta atlarının bile seni becermesine izin veririm. | Open Subtitles | سأجل قبيلته كاملة تضاجعك كل الـ 40,000 شخص و أحصنتهم أيضاً إن تطلب الأمر |
- Öyle bir açlık var ki arabaları parçalıyor, atları da kesip yiyorlar. | Open Subtitles | ومن شدّة الجوع أكلوا أحصنتهم |
Sen atlarını al. | Open Subtitles | خذ أحصنتهم. |