Çıkarken not kağıtlarınızı Alın ve yarın imzalanmış olarak geri getirin. | Open Subtitles | خذوا كشوف نقاطكم في طريقكم للمغادرة و أحضروها ممضية يوم الغد |
Kış bastırmadan önce kişi başı 3'er adetten tam 6 at getirin. | Open Subtitles | عن كل رأسٍ 3 جياد, هذا يعني 6 أحضروها قبل حلول الشتاء |
Eğer cephane çantanızda yedek cephaneniz varsa, onu da getirin. | Open Subtitles | إن كانت لديكم ذخائر إحتياطية في حقيبة أو حقيبة للظهر أحضروها حضرة الملازم ؟ |
Bak, bu toprak yeni, dışarıdan getirdiler, yeni. | Open Subtitles | انظري، هذه الأرض جديدة أحضروها من الخارج إنها جديدة |
Ve sonra onlardan gidip yanlarında getirdikleri problem üzerinde çalışmalarını istedi. | TED | ومن ثم طلب منهم الذهاب للعمل على حل المسائل التي أحضروها معهم. |
Bir kıza gitmişti. Becerdiği kız... getirin onu! | Open Subtitles | الفتاة التي ذهب لرؤيتها، أحضروها هنا الواحدة التي كان يمارس الجنس معها |
İşlemler için onu Vogküre'ye getirin, yüzbaşı. | Open Subtitles | أحضروها إلى كوكب فوجسفير من أجل المعالجة يا كابتن |
Gönderebileceğimiz eşyası varsa, sığınağıma getirin. | Open Subtitles | إذا كان لديه أيُ ممتلكات ليرسلها أحضروها إلى مخبأي |
Kiliseye getirin. İnsanlar ayin için gelmeye başlamadan önce bu işi bitirmeliyiz. | Open Subtitles | أحضروها إلى الكنيسة، يجب أن ننتهي قبل أن يأتي الناس للصلاة |
Görelim bakalım ne yapacaksınız? - Gidin getirin şu kızı! | Open Subtitles | . دعوني أرى ماذا ستفعلون بحق الجحيم . إذهبوا يا رجال و أحضروها |
Bana 36 saat içinde getirin, biz de bunu YİİY mahkemesine sunalım. | Open Subtitles | أحضروها لي في 36 ساعة وسنأخذها لمحكمة الإستخبارات الأجنبية |
Eğer gazeteniz varsa yanınızda getirin. | Open Subtitles | اذا كان لديكم أوراق , فقط أحضروها هنا |
Kahveni afiyetle iç. Bu sabah eşekle getirdiler. | Open Subtitles | استمتع بالقهوة أحضروها على البغال هذا الصباح |
Kafeteryadan getirdiler. Alt kattan, tuna sandviçinin üstündeydi. | Open Subtitles | لقد أحضروها من الكافيتيريا من شطيرة تونة |
Kafeteryadan getirdiler. Alt kattan, tuna sandviçinin üstündeydi. | Open Subtitles | أحضروها من الكافيتريا أحضروها من الأسفل، من على شطيرة تونة |
Yani arabanızda alet edevatınız kaldıysa şimdi Alın. | Open Subtitles | لذا إذا كانت هناك معدات أخرى في سياراتكم ، أحضروها الآن |
Yanlarında getirdikleri çük evler de neyin nesi? | Open Subtitles | ما هذه البيوت الصغيرة التي أحضروها معهم؟ |
Soygun için çok sayıda büyük çantalar getirilmiş. | Open Subtitles | حقائب عظيمة كبيرة أحضروها من أجل السرقة. |
Polisleri onu getirdiklerinde konuşurlarken duydum. | Open Subtitles | هنا حيثُ ألقوا القبض عليها سمعتُ الشرطيّ يتحدّث عن ذلك حينما أحضروها |
Pekâlâ, getirin içeri. | Open Subtitles | حسناً، سنتولى أمرها أحضروها ألى هنا |
Yakalayın. Bana getirin onu. | Open Subtitles | أمسكوا بها هيا أحضروها لي |
Yakala onu! Yakala onu! Hareket etmeyin! | Open Subtitles | أمسكوا بها ، أحضروها ، لا تتحركى |
Güvenlik önlemlerinden ötürü yarısını, ödemeden bir gece önce getiriyorlar. | Open Subtitles | لقد أحضروها قبلها بيوم, لأسباب أمنية |