En tatlı intikamın, mutlu ve özgür bir hayat sürmeniz olduğunu görebilir misiniz? | TED | هل يمكنكم رؤية أن أحلى انتقام هو أن تعيش حياة سعيدة وكاملة وحرة؟ |
Bana hep şunu hatırlatıyorsun-- ödül olarak kazanılan para, çalışıp kazanılandan iki kat tatlı gelir. | Open Subtitles | ذلكالمالالذيأربحه.. له مذاق أحلى بمرتين من المال الذي أكسبه |
Görüdüğün en tatlı yaratık değil mi söylesene? | Open Subtitles | أليست هي أجمل و أحلى شيء رأيته في حياتك؟ |
Bana hayatımın en güzel en unutulmaz gününü yaşattığın için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك على أحلى وأجمل يوم عشته فى حياتى |
evim güzel evim lafı asla bundan daha gerçek olmadı. | Open Subtitles | كلمات ما أحلى العوده للبيت لم تكن أبداً حقيقية |
Sanırım seni bizden biri olarak yetiştirip hayatın en iyi kısımlarını tecrübe etmeni engellemeye çalışmak adil değil. | Open Subtitles | أعتقد انه ليس عدلاً ان نربيك كواحد منا ثم نحاول ان نمنعك من إختبار أحلى جزء في الحياة |
Moloztaşlar için yaptığın şey hayatımda duyduğum en tatlı şeydi... | Open Subtitles | ما فعلته للتو من اجل عائلة روبل هو أحلى و أكثر شيء سخي سمعته |
Benim tatlı sevgilim. Aşk yaşamdan bile tatlı. | Open Subtitles | يا حبيبي المغربي الجميل يا من عندي أحلى من الحياة |
Tatlıdan daha tatlı olan sevmektir Ekşiden ekşi olan da sevmektir | Open Subtitles | "أحلى من الحلوى محبّة؛ و أكثر حامض من الأكثر حامض محبّة" |
Tanıdığım en tatlı ve en harika insan gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا، تَبْدين مثل أحلى حورية وقفت معها من قبل |
Aman tanrım, şu an daha da tatlı olabilir miydin? | Open Subtitles | أوه، يا إلهي، هل يمكن أن يكون أي أحلى الحق الآن؟ |
Söylenebilecek en tatlı sözler söylenebilecek en tatlı şekilde. | Open Subtitles | في أحلى طريقة هل يمكن أن نقول أي وقت مضى عليهم |
Fakat acım daha tatlı bir merhemle dinecek senin zayıf olduğunu bilmem bana yeter. | Open Subtitles | , لكن ألمى سيسكن من قبل بلسم أحلى بكثير . للعلم أنت ضعيف |
Bu en seksi, en baştan çıkarıcı ve en tatlı kıyafetleri giymenizi gerektirecek. | Open Subtitles | سيتطلّب لبس الملابس الأكثر إثـارة أحلى ملابس تمتلكونهـا. |
Beni hatırlatacak bir şey olmasını istedim... bu yüzden en meşhur ve en tatlı likörlerini karıştırdılar. | Open Subtitles | لقد أردت شيئاً يذكّركم بي، لذا، لقد خلطوا أشهر مشروباتهم الكحولية مع أحلى مشروبات |
Çünkü senin karşına çıkacak en güzel yaratıklar... kadınlar olacak. | Open Subtitles | صدقني، النساء هم أحلى رحلة ستأخذها أبداً |
Biliyorsun pazar okulunun en güzel tarafı sonunda işimize yarayacak bir şey öğrenmek. | Open Subtitles | أحلى ما بمدرسة الأحد هو أخيراً نتعلم شيء يمكننا استخدامه |
İşte burada yaratıcı ekip var yetenek bölümü, güzel evim. | Open Subtitles | ولدينا هنا قسم الإبداعي الموهوب, ما أحلى البيـت |
en iyi şampanyanızdan bir kadeh lütfen. | Open Subtitles | اة.. ياعزيزتي قدح من أحلى شمبانيا، لو سمحت |
Bundan daha güzel öten bir bülbül hiç görmedim. | Open Subtitles | صدقني يا سيدي ، إنني لم أسمع مغرداً أحلى منه أبداً |
Dut ne kadar siyahsa suyu da o kadar tatlıdır. | Open Subtitles | كلَّما إسوَدَّ التوت يقدِّم أحلى العصارة |
Benim en güzeli, fen dersinde yanımda oturan çocuğun koridorda beni kesmesi ve benden hoşlandığını sanmamdı. | Open Subtitles | أحلى لحظة هو ذلك الشاب الذي جلس بجانبي بحصة العلوم راني في الممر اليوم وبدا عليه أنه يلاحظني |
Bu bir iş, Bayan Sawa. Ve ben de o işi, bir ülkenin yıkıntılarından geriye kalanların arasında oturarak kontrol ediyorum. | Open Subtitles | و أنا يمكننى إدارة تلك الأعمال بالجلوس أمام نافذتى _ فى غرفه أحلى بدوله أخرى _ |