Bana eğer birbirimize karşı dürüst olursak her şeyin mümkün olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنه إذا كنا صريحين مع بعض، أن كل شيء سيكون ممكن. |
Ne olursa olsun benimle ilgileneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنه إذا حدث أي شي فسوف تعتني بي |
İlaçlarını alsan da yine de gergin ve depresif hissettiğini söylemiştin bana. | Open Subtitles | أخبرتني أنه حتى مع تناولك للأدوية... لا تزال تشعر بالقلق والإكتئاب أحياناً. |
Onu ziyaret etmeyi bırakmıyorum çünkü yalnız, ...geçenlerde çocuğunun doğum günü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم أتوقف عن زيارتها لأنها وحيدة و أخبرتني أنه عيد ميلاد ابنها |
Yeni bir ilaç kullandığını ve ilacın ona çok yardımcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه هناك دواء جديد ساعدها كثيراً وأتمنى تجربته |
Ve sen bana birisine değer verdiğin zaman onu herşeyden önce tutarsın demiştin. | Open Subtitles | و أنت أخبرتني أنه عندما أهتم لشخص ما، علي أن أضع مصلحته أولا |
Güzel olduğunu söyledin ve fişini mahvettiğim için de iade edemeyeceğim şimdi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنه يبدو جميلاً والآن لقد أفسدت الفاتورة ولا يمكنني إرجاعه |
Ve o da bana, en kötü zamanlarda bile her zaman daha iyi olacağını hatırlamamı söylemişti. | Open Subtitles | و أخبرتني أنه حتى في أسوأ الأحوال يجب أن أتفاءل خيراً |
Samantha'yı, bir tercih yapmak zorunda kaldığın için götürdüklerini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنه حين أخذوا سامانثا, أن هذا حصل لأنه كان عليك أن تتخذي قراراً. |
- Benim hatam değil! - Sorun çıkmayacağını söylemiştin! | Open Subtitles | إنها ليست غلطتي, لقد أخبرتني أنه لن تكون هناك مشاكل |
Yine mi? Geçen hafta da hastaneye gittiğini söylemiştin. | Open Subtitles | مرة آخرى , لقد أخبرتني أنه كان عليك الذهاب للمشفى الاسبوع الماضي |
Bana hiçbir şey olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | فقط لأنك أخبرتني أنه لم يحدث بينكما شيئاً |
Bana sehpanın umurunda olmadığını, ama yalan söylememi istemediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنه لا يهمك الطاولة بقدر ما يهمك ألا أكذب عليك |
Her neyse bana parası olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | على أية حال أخبرتني أنه لم يكن عنده شيء من أين حصل على هذا المال؟ |
Bana, üssün alt katlarında kilitli tutulan bir şeyler olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه كان هناك شيئا محبوسا تحت القاعدة |
Kardeşim onu vuranın Garvin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أختي قد أخبرتني أنه هو من أطلق النار عليها |
Annesi kahrolası bir basebol oyuncusu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | والدته أخبرتني أنه لاعب بيسبول بارع أيضاً |
Bana sürüsünün en iyisi demiştin. | Open Subtitles | أتتذكر أنك أخبرتني أنه أفضل من في المجموعة؟ |
Efendi'yi hayata döndürecekler. Hâlbuki sen bana sizlere ömür demiştin. | Open Subtitles | هم سيعيدون الحياة للسيد وأنتِ أخبرتني أنه كان تاريخاً |
Burada yaşamamamı, bana bir ev ve araba alacağını söyledin. | Open Subtitles | أنت أخبرتني أنه لا يجب أن أعيش بمنزل مثل هذا . و أنت ستشتري لي منزلاً و سيارة |
Hiç şüphesiz, Noel'den önce birisinin... kocasının peşine düşeceğini söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني أنه بدون شك أنكِ ستلاحقين زوج احداهن قبل حلول الكريسماس |
Ama bot yarışları o gün ve gidebileceğimi söylemiştiniz. | Open Subtitles | لكن سباقات القوارب يوم السبت أخبرتني أنه يمكنني أن اذهب |