Kırmızı boğazlı kazağından seni tanıyacağımı söylemiştin ya? | Open Subtitles | هل تتذكرين، أنت أخبرتني بأنني أعرفك لأنك ترتدي تلك الوردة الحمراء؟ |
Bana kabalık ettiğimi söylemiştin ve ve ceza için beni köşedeki tabureye oturtturmuştun. | Open Subtitles | أخبرتني بأنني كنتُ فظةً و بعدها أرسلتني لأجلس في الزاوية |
Haksızlık bu. Gidebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | . هذا ليس عدلا . لقد أخبرتني بأنني أستطيع الذهاب |
Gelecekten bir şey beklemeyen, kel bir kadın bana onun tipi olmadığımı söyledi. | Open Subtitles | امرأة بلا طموحات ولا شعر أخبرتني بأنني لست نوعها المفضل. |
Onu da e-postayla gönderebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنني أستطيع أن أرسله لها عن طريق الأيميل |
Melekler birden ortaya çıktı ve benim seçilmiş olduğumu söyledi. | Open Subtitles | في الحقيقة , لقد .. لقد ظهرت هذه الكائنات السامية من المجهول و أخبرتني بأنني .. |
Özel biri olduğumu söylemiştin! | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنني كنت استثنائية |
Artık senin için çalıştığımı söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنني أعمل لديك الآن |
Ama istediğimi alabileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنني أستطيع ...أن أتمنى شيئاً لذلك |
Oyun kurucu olacağımı söylemiştin. | Open Subtitles | قلد أخبرتني بأنني سأبداء |
Bana senin gibi olduğumu söyledi ve bir gün senin gibi ünlü olacağımı. | Open Subtitles | أخبرتني بأنني أشبهك وبأنني سأصبح مشهوراً مثلك ذات يوم |
Bana senin gibi olduğumu söyledi ve bir gün senin gibi ünlü olacağımı. | Open Subtitles | أخبرتني بأنني أشبهك وبأنني سأصبح مشهوراً مثلك ذات يوم |
Psikiyatristim bana deli olduğumu söyledi. | Open Subtitles | تجاعيدي أخبرتني بأنني كنت مجنونا |
Harika bir evlat olduğumu söyledi ve sonra ona yoğurdunu yedirdim. | Open Subtitles | أخبرتني بأنني كنت ابناً رائعاً و... ثم قمت بإطعامها اللبن |
Bayan Fitz seni burada bulabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | سيّدة (فيتز) أخبرتني بأنني قد أجدكِ هُنا |