Çünkü Bir keresinde bana burada senden habersiz bir şey olmadığını söyledin. | Open Subtitles | لأنك أخبرتني ذات مرة أنه لا شيء يحدث هنا دون أن تعرفه |
Bir keresinde bana, eğer cenazesinde konuşursam herkesin onu hasta olmadan önceki haliyle hatırladığından emin olmamı istediğini söyledi. | Open Subtitles | إنها أخبرتني ذات مرة إذا ألقيتُ خطاباً في جنازتها، يجب أن أحرص بجعل الجميع هُنا يتذكرها كما كانت قبل أن تمرض. |
Bir keresinde bana aşık olmaya çok az kaldığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني ذات مرة أنك كنت قريباً جداً من أن تقع في حبي. |
Bana bir keresinde bizim gibi adamların asla sevilemeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني ذات مرة أن الرجال مثلنا لن يحصلوا على المحبة |
Annem Bana bir keresinde öldükten sonra cennete gideceğimi söylemişti. | Open Subtitles | أتذكر أن أمي أخبرتني ذات مرة أننا عندما نموت، نذهب إلى الجنة |
Bir öğretmen Bir keresinde bana, yeniden keşfin metresi olduğumu söylemişti... | Open Subtitles | ... معلمة أخبرتني ذات مرة بأنني سيدة الابتكار الذاتي |
Bir öğretmen Bir keresinde bana, yeniden keşfin metresi olduğumu söylemişti... | Open Subtitles | ... معلمة أخبرتني ذات مرة بأنني سيدة الابتكار الذاتي |
Bir keresinde bana gece bekçisi olarak çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني ذات مرة بأنها عملت كحارس ليلي |
Isaac Bir keresinde bana demiştin ki "Gözlerine baktığında, tüm kâinatı görebiliyorum." | Open Subtitles | (إيزاك)... أخبرتني ذات مرة... عندما نظرت لعيني ، قلت بأنك يمكن أن ترى الكون بأكمله |
Bana bir keresinde ne demiştin Annie? | Open Subtitles | بمّ أخبرتني ذات مرة يا (آني)؟ |