Şu anda burada değil, ...ama seni özlediğini söylememi istedi. | Open Subtitles | إنه ليس هنا الآن، لكنه يريدني أن أخبرك بأنه يفتقدكِ |
Benden, seni her düşündüğünde, canının mega-burger çektiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | قال لي أن أخبرك بأنه في كل مرة يفكر بك، يشتهي البرجر |
Beni öptüğünü sana söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبرك بأنه قبلني؟ |
Durant, çiftlik sahiplerine ödeme yapmak için parayı yolladığını mı sana söyledi? | Open Subtitles | (ديورانت) أخبرك بأنه قام بتحويل الأموال، لأصحاب المزارع ليدفـَع لهم؟ |
Ve Sana söylüyorum, hiçbir şey Rachel Berry'nin bir yerde, seyircinin önünde, bir haftada altı kere ve pazarları iki kere şarkı söylemesinden daha doğru hissettirmez. | Open Subtitles | و أستطيع أن أخبرك بأنه لايوجد شيء صحيح إذا لم تكن ريتشل بيري أمام جماهير بمكان ما |
Sana söylediğim şu: Onları öldürmüş. Onları düzmüş. | Open Subtitles | أخبرك بأنه قتلهما وضاجعهما وطبخهما وأكلهما. |
Çalışmanı çok beğendiğini söylememi istedi benden. | Open Subtitles | طلبَ مني أن أخبرك بأنه يقدر عملك |
Sammy, bu gece bizde kalacağını söylememi istedi. | Open Subtitles | قال لي (سامي) أن أخبرك بأنه سيقيم في منزلي الليلة |
Dr. Kelso, ofisine haber verdiğini ve Sacred Heart'taki görevinden geçici olarak uzaklaştırıldığını söylememi istiyor. | Open Subtitles | يريدني دكتور (كيلسو) أن أخبرك بأنه قد أبلغ مكتبك أنك موقوفة عن العمل مؤقتاً في مستشفى (القلب المقدّس) |
Sizi sevdiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أخبرك بأنه أحبك. |
- Orduya katılacağını sana söyledi mi? | Open Subtitles | -هل أخبرك بأنه سيذهب للتجنيد؟ |
Sana söylüyorum. Onlardan birisi haline geliyor. | Open Subtitles | أخبرك بأنه , ينبغي وأن يكون واحدا منهم |
Sana söylüyorum, buradaydı. | Open Subtitles | أخبرك بأنه كان هنا |
Sana söylüyorum, o buralarda bir yerlerde. | Open Subtitles | أخبرك بأنه كان هنا |
Sana söylediğim şu: Onları öldürmüş. Onları düzmüş. | Open Subtitles | أخبرك بأنه قتلهما وضاجعهما وطبخهما وأكلهما. |