Annen ve erkek kardeşin onlara bir kaç vesileyle papaz yardımcısının aksine iyi davrandığını söylemişler. | Open Subtitles | أمك وأخوك قد أخبروهم عدة مرات أن الشماس كان طيبًا معك ومع عائلتك |
Kendilerine tüm mezarlarda kaç tane "figüran" olduğunu başta söylemişler mi? | Open Subtitles | هل أخبروهم منذ البداية... بعدد الجثث في المقابر؟ |
Çocukların aileleri, Custer adına iz sürücülük yaptığını söylemişler. | Open Subtitles | " العديد من أهالي الأطفال أخبروهم أنك ذهبت تستطلع " كوستر |
İşte beklentileri iletmenin basit bir yolu, onlara şöyle deyin: "Hey, başka herkes iyi davranışı sergiliyor." | TED | وهنا طريقة سهلة لإيصال التوقعات؛ ببساطة أخبروهم "مرحباً، أشخاص آخرون يقومون بالأعمال الخير." |
Bir daha aradığınızda onlara deyin ki-- | Open Subtitles | ...المرة المقبلة عندما تتصلون, أخبروهم |
Yani gelecek sefer bir yabancıyla konuşurken ve rahat hissediyorsanız, onlara kendiniz hakkında doğru, gerçekten kişisel bir şeyinizi söyleyin. | TED | لذلك عندما تتحدثون إلى غريب في المرة القادمة وشعرتم بالراحة، أخبروهم شيئيًا حقيقيًا عنكم، شيء شخصي حقًا. |
Erkeklere elbise giymelerinin normal olduğunu ve kızlara kendi haklarını savunmanın normal olduğunu söyleyin. | TED | أخبروهم أن لا مشكلة أن يرتدي الأولاد الفساتين وأن تتحدث الفتيات بصوتٍ مرتفع. |
Çocukların aileleri, Custer adına iz sürücülük yaptığını söylemişler. | Open Subtitles | " العديد من أهالي الأطفال أخبروهم أنك ذهبت تستطلع " كوستر |
Nim'de içkiler indirimli de deyin! En iyisi sadece ilk kısmı söyleyin. | Open Subtitles | وأن هناك تخفيضات عند (نيم) أيضاً أو أخبروهم الجزء الأول فقط |
Nim'de içkiler indirimli de deyin! En iyisi sadece ilk kısmı söyleyin. | Open Subtitles | وأن هناك تخفيضات عند (نيم) أيضًا أو أخبروهم الجزء الأول فقط |
Onlara deyin ki baharı ellerinden aldık. | Open Subtitles | أخبروهم أننا أخذنا الربيع. |
İngiltere'ye dönün ve onlara İskoçya'nın kızlarının ve erkeklerinin artık size ait olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | ارجعوا لإنجلترا وأخبروهم هناك أخبروهم أن بنات وأبناء أسكوتلند هم لها لا أكثر |
Pistten direkt olarak motele gideceğimi söyleyin. | Open Subtitles | أخبروهم أنني اود الذهاب مباشرة إلى الموتيل بمجرد وصولي لأرض المهبط |
Eğer NSC beni sorarsa onlara telefonumu attığımı söyleyin. | Open Subtitles | إذا إتصل مجلس الأمن القومي ليسأل عنّي أخبروهم أنّي تخّصت من هاتفي الخلوي |