Eugene, bana sen olmasaydın bu kadarını başaramayacağını söyledi. | Open Subtitles | أخبَرني يوجين أنهُ لَم يكُن ليصمدَ هكذا لولاكِ |
Ayrıca intihar etmeyi düşündüğünü de söyledi. | Open Subtitles | كما أنهُ أخبَرني أيضاً أنهُ يُفكِّرُ بالانتحار |
Dostun bana mutlu küçük ailemizden ayrılmayı planladığını söyledi. | Open Subtitles | صديقُك أخبَرني أنّك تُخطط للهرب من عائلتنا السعيدة |
Bana Alex Jr.'ın iyileşmesindeki eksik olan parçanın inanç olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و أخبَرني أنَ العُنصر المفقود |
- Basın Sokağı'nda biri bana el edip burada bir ceset olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أشارَ إليَ شخصٌ في شارع (بيسين) و أخبَرني عن وجود جُثَة هُنا |
Johnson, çavuşun karımı astığını söyledi. | Open Subtitles | أخبَرني (جونسون) بأنّ الرقيبَ مَن شنقَ زوجتي. |
McManus söyledi. | Open Subtitles | أخبَرني (ماكمانوس). |