"أخذتني إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • götürdü
        
    • götürür
        
    • götürürdü
        
    • götürmüştü
        
    • götürdüğün
        
    • götürdün
        
    Bu beni mektuplarına götürdü, oradan da "premaditatio malorum" çalışmasına götürdü. Kötülüğün önceden düşünülmesi anlamına geliyor. TED أخذني هذا إلى رسائله، التي أخذتني إلى التمرين، “بريمديتاتيو مالوروم” وهو يعني ما قبل التأمل في الشرور.
    Beni buzdolabı mağazasına götürdü ve erkekler reklamı yapıyordu ve plak dönüp duruyordu ve annem adama şarkı söylemeyi bildiğimi söyledi. Open Subtitles أخذتني إلى متجر ثلاجات حيث كان هناك موظف البيع وتلك الأغنية مازالت قائمة وقالت له والدتي أنا أعرف كيف أغني
    Annem beni okula götürdü. Mairoldi'ye banknotların ikisini de verdi. Open Subtitles أمّي أخذتني إلى المدرسة أعطت ورقتان نقديتان لمايرولدي
    Beni amirine götürür müsün lütfen? Geçerken bana kahve de hazırlarsın. Kremasız olsun. Open Subtitles فهلاّ أخذتني إلى رئيسكِ من فضلكِ، وربّما تجلبين لي قهوة أيضًا، دون قشدة
    Beni bir bara götürürdü birkaç bira için beni garsonlara verirdi. Open Subtitles لذلك , أخذتني إلى الحانة و جعلتني أعمل نادل مقابل صندوق بيرة
    Beni alışverişe götürmüştü ve onu bir daha hiç göremedim. Open Subtitles أخذتني إلى المركز التجاري ولم أرها ثانية منذ ذلك الحين
    Beni okula götürdüğün ve dekana beni önerdiğin için sana minnettarım. Open Subtitles أقدر لك الوقت , أخذتني إلى المدرسة وتحدثت مع العميد لمصلحتي.
    Yeni saç kesimin ve takım elbisenle kapımın önünde ortaya çıktın Darillium'daki uğuldayan kuleleri görmeye götürdün. Open Subtitles وقفتَ على عتبة باب منزلي بقصة شعر جديدة و بذلة أخذتني إلى "داريليوم" لأرى الأبراج التي تغني
    Sanırım Kira bundan hoşlandı, çünkü olaydan sonra beni odasına götürdü. Open Subtitles أعتقد أنها أحبّت ذلك نوعًا ما لأنها أخذتني إلى مسكنها بعد ذلك
    Burnumu suçlama. Beni oraya ayaklarım götürdü. Open Subtitles لا تلوم أنفي ، قدمي هي التي أخذتني إلى هناك
    Eğer götürdü nasıl Central Park ve gittik kızak-sürme. Open Subtitles على كيف أخذتني إلى المنتزه المركزي وركبنا الزلاجة
    Yutkunamıyordum ve annem beni doktora götürdü. Open Subtitles لم أتمكن من البلع , وأمي أخذتني إلى الدكتور
    Beni böyle bir toplantıya götürdü. Open Subtitles لقد أخذتني إلى اجتماع مشابه لهذا.
    Beni evine götürdü ve sanırım iyi zaman geçirdik. Open Subtitles ...أخذتني إلى بيتها وأعتقد بأننا قضينا وقتاً طيباً
    Beni Audrey'e götürür müsün lütfen? Open Subtitles هلا أخذتني إلى "أودري هورن"، فضلاً؟
    Lütfen, beni kampımıza götürür müsün? Open Subtitles أرجوك، هلا أخذتني إلى معسكري؟
    Teyzem beni oraya götürürdü ve bütün gün Aşktan Da Üstün, Tehlikeli Bebek ve Kazablanka gibi filmleri izlerdik. Open Subtitles لذا أخذتني إلى هناك وأمضينا يومًا كاملًا نشاهد هذه الأفلام القديمة مثل أفلام "سيء السمعة" و"تنشئة طفل" و"كازابلانكا" و...
    Teyzem beni oraya götürürdü ve bütün gün Aşktan Da Üstün, Tehlikeli Bebek ve Kazablanka gibi filmleri izlerdik. Open Subtitles لذا أخذتني إلى هناك وأمضينا يومًا كاملًا نشاهد هذه الأفلام القديمة مثل أفلام "سيء السمعة" و"تنشئة طفل" و"كازابلانكا" و...
    Lousie Teyze beni Wilson Çayırı'na uçurtma uçurmaya götürmüştü hani? Open Subtitles يوم أخذتني إلى ساعات " ويلسون " لأصنع طائرةً ورقية
    'Hatırlıyorum da annem beni de bir kez Camber Sands'e götürmüştü. Open Subtitles أتذكّر أن أمّي قد أخذتني إلى الشاطي ذات مرة
    Beni stüdyoya götürdüğün gün gerçekten çok eğlenmiştim. Open Subtitles عندما أخذتني إلى الاستوديو قضيتُ وقتاً ممتعاً حقاً
    Beni götürdüğün için sağol, Caroline. Open Subtitles أشكرك لأنك أخذتني إلى المباراة (كارولين)
    Beni beyaz bir ışığa götürdün. Open Subtitles أخذتني إلى ضوء أبيض.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus