"أخذتها إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • götürdüm
        
    • götürürsem
        
    • götürüp
        
    • götürdün
        
    • götürdüğünü
        
    • götürüyordun
        
    Başka bir hastaneye sevk edilmeden ve cebimden ödeme yaparak, Elizabeth'i cildiyeye götürdüm. TED و لذلك و بلا تردد و بالدفع نقداً أخذتها إلى أخصائي أمراض جلدية
    Onu gazetedeki büroma götürdüm ve erkek arkadaşıyla uluslararası görüştürdüm. Open Subtitles أخذتها إلى مكتب الصحيفة و طلبت لها مكالمة خارجية لخليلها
    Onu insanüstü bir yere götürdüm. Öyle ki miyavladı. Open Subtitles أخذتها إلى ما بعد البشرية، لقد أصدرت مواءاً
    "Onu şuraya götürürsem, bana verir. Ona bunu alırsam, bana verir." Open Subtitles مثلاً لو أخذتها إلى هنا ستعطني شيئاً لو اشتريت هذا ستعطيني
    Sonra odasına götürüp serum taktım ve dinlenmesi için bıraktım. Open Subtitles ثمّ أخذتها إلى غرفتها، علّقتُ لها المحلولَ وتركتها تستريح
    - Litvanyalı kızı götürdün yani. Open Subtitles وأخذتها إلى أيسلندا لافيدكا ليتوانية أخذتها إلى أيسلندا
    Onu geçen hafta Roma'ya götürdüğünü de biliyorum. Open Subtitles أعرف إنك قد أخذتها إلى روما فى نهاية الاسبوع الماضي
    Amy'yi en iyi restoranlara götürdüm. Open Subtitles إذاً لماذا ؟ لقد أخذتها إلى أفضل مطعم أعرفه
    Ağlamayı kesmiyordu ve onu hasteneye götürdüm. Open Subtitles ولم تتوقف عن البكاء لذا أخذتها إلى المستشفى
    Arabayı bir tamirciye götürdüm. Dedi ki, radyatör delinmiş. Open Subtitles لقد أخذتها إلى ميكانيكي، والذي أخبرني أن منظّم الحرارة تعطّل
    Gitmesi gereken yerlere götürdüm. Her gün yemeğini hazırladım. Open Subtitles أخذتها إلى مواعيدها و أعددت لها وجبات الغداء كل يوم
    Yani, bana dediğin gibi doktorların odasına götürdüm. Open Subtitles يعني أنني أخذتها إلى استراحة الأطباء مثلما طلبت مني
    Doğrusu, çocuk çok kötü durumdaydı. Bu yüzden onu hastaneye götürdüm. Open Subtitles لم تكن في السكن لأنني أخذتها إلى المستشفى
    Gerçekten, geçekten, sonra ben onu annemin evine götürdüm, akşam yemeği için annemin evine götürdüm. Open Subtitles بجد، بجد، إذن بعدها وكأنني أخذتها إلى منزل أمي تعرف، أمـــــــي
    Onu Boston'daki büyük akvaryuma götürdük. İki çocuğumu da götürdüm doğrusu. Open Subtitles إبنتي تحب الأسماك أخذتها إلى عالم الأسماك
    Sonra da onu nereye istiyorsa oraya götürdüm. Open Subtitles ثم أخذتها إلى حيث أرادت الذهاب، أليس كذلك؟
    Dilinden düşürmediği romantik kaçamaklardan birine götürürsem öyle bir kabul eder ki. Open Subtitles هل تَعرِف سوفَ تُسايرني إذا أخذتها إلى إحدى تِلكَ المُنتجعاتِ الرومانسية, التي كانَتَ تنبح بشأنها
    Ve onu ormana götürürsem iyileşeceğini söyledi. Open Subtitles وأخبرني إذا أخذتها إلى داخل الغابة
    Bir doğum gününde alışveriş merkezine götürüp fotoğrafını çektirmiştim. Open Subtitles -نعم , أخذتها إلى المول مره لشراء الألعاب النارية , فى عيد ميلادها
    Ne bok yemeye onu evimize götürdün? Open Subtitles لماذا بحق الجحيم أخذتها إلى مكاننا؟
    Onu geçen hafta Roma'ya götürdüğünü de biliyorum. Open Subtitles أعرف إنك قد أخذتها إلى روما فى نهاية الاسبوع الماضي
    Beşinci yıl dönümünüz için onu Gramercy'ye götürüyordun. Open Subtitles لقد أخذتها إلى حديقة الـ(قرامسر) لذكراكم الخامسة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus